| Çünkü son 30 yıl içinde, otomotiv endüstrisinin dışındaki insanlar gerekli mucizeleri yaratmak için milyarlar harcadılar, ancak tamamen farklı amaçlar için. | TED | لأن على مدار الثلاثين سنة الفائتة أُناس من خارج مجال صناعة السيارات أنفقوا مليارات لا تُحصى لصناعة المعجزات اللازمة ولكن لأغراض مختلفة تمامًا |
| farklı formlar, farklı amaçlar için farklı şekiller. | Open Subtitles | إنه صور وأشكال مختلفة لأغراض مختلفة |
| dedi. (Gülüşmeler) Biliyoruz ki yalnızca Gombe'da, şempanzeler farklı nesneleri farklı amaçlar için dokuz farklı şekilde kullanıyorlar. | TED | (ضحك) الآن عرفنا أنه في غومبي لوحده، هناك تسعة طرق مختلفة التي بها تستخدم الشمبانزي أشياء مختلفة لأغراض مختلفة. |