| Bu utanç verici ama balayının bu kadar çok tutacağı hiç aklıma gelmedi. | Open Subtitles | إنه لأمرٌ محرج لم تكن لدي فكرة أن شهر العسل سيكلف هذا المبلغ |
| Ne acı ki seyahate başladıkları yer. Utanç verici Kelso. | Open Subtitles | إنه لأمرٌ مؤسف فقد أعتقدت أنه الأمر الوحيد الذي يمكن أن تنجح به |
| Bunun hakkında söylenen yalanların karmaşıklığı, ...ve bunun hayatınıza kattığı stres dehşet verici. | Open Subtitles | من أقرب الناس إليك تعقيد هذه الكذبة والوطأة التي ستكتسي حياتك, لأمرٌ مرعب قليلاً. |
| Eline fırsat geçtiğinde onu öldürmemen müthiş derecede rahatsızlık verici. | Open Subtitles | انه لأمرٌ مزعجٌ للغاية انك لم تقتله عندما اُتيحت لك الفرصة. |
| Düşününce hayret verici, ama burada duruyoruz, çevremizde insanlar tüm bu insan faaliyeti var 1 kilometre sonra belki daha da az, leoparlarla karşılaşacağız. | Open Subtitles | إنه لأمرٌ مدهش أن تقف هنا محاطًا بالناس ومع هذا النشاط البشري يقف بعد نصف ميل |
| - Gerilme! Çok heyecan verici! | Open Subtitles | لا تكوني متوترة, إنَّه لأمرٌ رائع |
| Bu utanç verici. 13 yaşıma geldim. | Open Subtitles | إنّه لأمرٌ محرج، أنا في ال 13 من عمري |
| Damatlarımız sempatik ama bu daha güven verici. | Open Subtitles | أنتَ على حق، حتى أصهارنا رائعون، إنهُ لأمرٌ مريح! |
| Oh, gerçek dehşet verici bir şeydir. | Open Subtitles | إن الحقيقةَ لأمرٌ مخيف |
| Çok utanç verici. | Open Subtitles | إنه لأمرٌ محرج |
| Jacob'ın dönmesi... harika ve müthiş ancak aynı zamanda oldukça acı verici olmalı. | Open Subtitles | عودةُ (جايكوب)... لأمرٌ رائع و... |
| - Heyecan verici. | Open Subtitles | -إن ذلك لأمرٌ مثير . |