| Bak, yatırım işine babamın maaşını riskli işlere yatırdığını gördüğüm için girdim. | Open Subtitles | حصلت على المشاركة لأنني رأيت الاستثمار والدي اهدر وقد دفع كل شيك. |
| Senin yeteneklerinde değil, sende bir şey gördüğüm için buraya getirdim ve terfi ettirdim, ki bu da oldukça önemliydi. | Open Subtitles | نعم فعلتي لقد جلبتكِ هنا، ومنحتكِ الترقية لأنني رأيت شيئاً مختلفاً بكِ، ليس فقط مهاراتكِ.. |
| Söylememem gereken bir şey gördüm çünkü. | Open Subtitles | لأنني رأيت شيئا لم يكن من المفترض أن نرى. |
| insanlarin neler yapmaya muktedir olduklarini gördüm çünkü. | Open Subtitles | لأنني رأيت ما يقدر عليه الناس حقًا |
| Maymunun cüzdanla yaptıklarını görünce geri almak istemedim. | Open Subtitles | لأنني رأيت ما فعل بها القرد ولم أرغب بها بعد ذلك |
| Ben kan ve ölüm çok gördük çünkü. Ben ne olacak biliyorum. | Open Subtitles | لأنني رأيت الكثير من الموت و الدم, وأعرف ما الذي سيحدث |
| Bak, Beni korkutmaya çalışıyorsanız, gerçekten, ben kötü gördük çünkü, işe yaramayacak. | Open Subtitles | إنظر ، إذا كنت تحاول أن تخيفني فهذا لن ينجح لأنني رأيت الأسوأ ، حقاً |
| Şimdi herşeyi daha iyi gördüğüm için savaşıcam | Open Subtitles | لأنني رأيت ما يستحق أن يموت الرجل من أجله لدينا فرصة |
| - O kızlara ne yaptığını gördüğüm için. | Open Subtitles | لأنني رأيت ما فعلته لهؤلاء الفتيات |
| Sen bir şey söylemeden, sadece "Dedikoducu Kızı" gördüğüm için arıyorum. | Open Subtitles | قبل أن تقول أي شيء أنا أتصل (لأنني رأيت ماحدث على موقع ( غوسيب غيرل |
| Ruhundaki meme ucunu gördüm çünkü! | Open Subtitles | لأنني رأيت الحلمة التي في روحك! |
| - gördüm çünkü. | Open Subtitles | لأنني رأيت ذلك. |
| Gücümüzü gördüm çünkü. | Open Subtitles | لأنني رأيت قوتنا |
| Kırık lamba ve boyayı görünce, ne bileyim, biraz tuhaf geldi. Ah. | Open Subtitles | لأنني رأيت الضوء المكسور والطلاء فشعرت أن الأمر غريب قليلاً, تعلم؟ |
| Yüzünü enerjik görünce rahatladım. | Open Subtitles | أنا مسرورة لأنني رأيت البهجة مرتسمة على وجهك , |
| Çocukların oyununu görünce dayanamadım geldim. | Open Subtitles | أردتَ فقط المجيء لأنني رأيت هذا للتو، |
| Çünkü ben görebiliyorum. | Open Subtitles | لأنني رأيت ذنبك |
| Güzel, Çünkü ben de tam yemeği görmüştüm. | Open Subtitles | جيد , لأنني رأيت العشاء |
| Çünkü ben bu filmi daha önce gördüm. | Open Subtitles | لأنني رأيت هذا المنظر من قبل |