| Neden mi? çünkü Amerikan bir çocuk tarafından ateş edildi. | TED | لماذا؟ لأنه تم إطلاق النار عليه من قِبَل طفل أمريكي. |
| Ve son zamanlarda, insanlar pişirme yağları hakkında endişeliler çünkü binlerce insan restoranların atık sularından pişirme yağı arıtırken yakalandı. | TED | ثم مؤخرا ، الناس قلقون جدا من زيت الطهي، لأنه تم العثور على الآلاف من الناس يكررون زيت الطهي من مخلفات المطاعم. |
| çünkü saldırıya uğramışlardı. Biri sistemlerine girip | TED | في الخريف الماضي لأنه تم الهجوم عليهم واختراقهم احدهم اخترق |
| Az önce, iş emirleri silindiği için araçların bozuk olduğunu söyledin. | Open Subtitles | لكنه قال لك ، ما انقطع الشاحنات لأنه تم مسح الاوامر. |
| Benim hakkımda yazdığın sikko bir makale yüzünden kovulduğun için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا حقاً أسف لأنه تم فصلكِ . لكتابتكِ مقالاً لعيناً بخصوصي |
| - çünkü büyünün dünyamızda olduğu zamanlarda yapılmış. | Open Subtitles | لأنه تم صنعها عندما كان السحر في العالم؟ |
| I.Q. 'mu biliyordum çünkü zeki birisi olarak tanımlanmıştım ve çocukluğumda ileri zekalı olarak bilinirdim. | TED | وكنت على علم بدرجة ذكائي، لأنه تم تحديد درجتي على أنني من الأذكياء وكانوا يلقون علي لقب الموهوبة وانا طفله |
| Kendisi zaten yedek parçaları almış, çünkü sorunlar detaylıca tanılanmış. | TED | لديها فعليا جميع قطع الغيار، لأنه تم تشخيص المشاكل في مرحلة متقدمة. |
| Bunu Amerika'daki her yargıç kullanabilir, çünkü evrensel bir veri seti üzerine inşa edildi. | TED | و كل قاضي في الولايات المتحدة الأمريكية يمكنه استخدامه، لأنه تم إنشاءه بناء على مجموعة بيانات شاملة. |
| Buradayım çünkü hukuki olarak kaydedilmiş 20 saatlik konuşmanın tümünü doğrulamak zorunda bırakıldım. | TED | أنا هنا لأنه تم طلبي بشكل قانوني للمصادقة شخصيا على 20 ساعة من حوار مسجل. |
| Ve, Asteriks: Batman, silahları sevmez, çünkü ebeveynleri yıllar önce silahlar tarafından donduruldu. | TED | و، إشارة توضيحية: بات مان لا يحب المسدسات لأنه تم قتل أبوية بواسطة مسدس منذ وقت طويل. |
| Daha önce hiçbirimiz gerçeğini görmemiştir, fakat onun var olduğunu biliyoruz, çünkü bize bu molükülü anlamamış öğretildi. | TED | لم يرى أي منّا في الواقع هذا من قبل، لكننا نعلم أنه موجود لأنه تم تعليمنا فهم لماذا هذا الجزيئ. |
| Rosa Parks'ın kocası geceleri av tüfeği ile uyuyordu çünkü sürekli ölüm tehditleri alıyorlardı. | TED | نام زوج روزا باركس خلال الليل ببندقية، لأنه تم تهديد حياته باستمرار. |
| Bu hikayeyi sizinle paylaşabiliyorum, çünkü ülke genelindeki haber medya organlarında yayımlandı. | TED | أشارك هذه القصة معك، لأنه تم الإبلاغ عنها في وسائل الإعلام في جميع أنحاء البلاد. |
| Tıp fakültesine başvurunun bir kez daha reddedildiği için üzgünüm. | Open Subtitles | وأنا آسف لأنه تم رفضك من قبل كلية الطب مجدداً |
| Dışarıya çıkıp savaşmaya hazırlar çünkü bunun islam'ı övmek için tek yol olduğuna başarı ile ikna edilmiş haldeler. | TED | إنهم جاهزون للذهاب والقتال لأنه تم إخبارهم أن هذه هي الطريقة الفعّالة والوحيدة لتمجيد الإسلام. |
| Sessizleştirildiği için, hiçbirşey duyamıyorsunuz, ama müziği satın alabiliyorsunuz. | TED | لازال يمكنك شراء الموسيقى ، ولكنك لا تستطيع سماع أي شيء. لأنه تم إسكاته |
| Siz çıkarıldığınız için ve ben paramı ödediğim için mülkün kullanım hakkı bende. | Open Subtitles | بحكم القانون، المسكن لي لأنه تم طردك وأنا دفعت مقدما |
| Ortağımla ben Paris'ten buraya kadar bizimle işbirliği yapacağınızı söylediğiniz için gelmiştik. | Open Subtitles | لأنه تم التأكيد أنه يمكن تقديم عرض منافس هنا |
| - çünkü o bunun için yetiştirildi. | Open Subtitles | لأنه تم إعداده لهذا الغرض |