| Danica, şu adamı hayatında ilk kez görmüş olsaydın, ne derdin? | Open Subtitles | دانيكا ماذا ستقولين عندما تري هذا الرجل لأول مرة في حياتكِ؟ |
| Bak, George, hayatımda ilk kez ,kendimi bu kadar iyi hissediyorum. | Open Subtitles | إسمع يا جورج لأول مرة في حياتي أشعر بأن الأمور تلائمت |
| İnsanlık tarihinde ilk defa, geniş bir dağıtım altyapısını kullanabiliyoruz. | TED | في الواقع، لأول مرة في التاريخ، نمتلك اكبر وسائل التوصيل. |
| Tarihte ilk defa daha fazla insan kırsal kesimlerden çok kentlerde yaşıyor. | TED | لأول مرة في التاريخ أغلب البشر يعيشون في المناطق الحضرية لا النائية. |
| Ve şimdi, bayanlar baylar, ...Fransa'da ilk defa olmak üzere, ...programımıza yeni katılan bir konuğumuz var, ...gizli silahı olan adam hakkında çok şey duyduğumuz: | Open Subtitles | والآن سيداتي سادتي، لأول مرة في فرنسا، قادم جديد باستعراضنا، |
| Bu insan yapımı bir alet, ve insanlık tarihinde bir ilk olarak güneş sistemi içinde bu kadar uzağa iniş yapıldı. | TED | إنه جهاز من صنع الإنسان, هبط على الجزء الخارجي للنظام الشمسي لأول مرة في تاريخ البشرية. |
| Önemli kişilerin dikkatlerini çekti. Sahneye ilk olarak bu Paskalya'da Sicilya-Palermo'da çıkacak. | Open Subtitles | وهو سيظهر لأول مرة في صقلية، في باليرمو فى عيد الفصح، لذا. |
| Hayatımda bir kez olsun, uzun boylu oldum. Bunu bana çok görmeyin. | Open Subtitles | لأول مرة في حياتي أصبحت طويلاً لا تحرماني من هذا |
| Benim pantolonumu değiştirmem gerek. ♪ La, la-Ba-Dee-da ♪ ♪ La, la-Ba-Dee-da ♪ ♪ For the first time in my life ♪ ♪ I see love ♪ ♪ I see love ♪ | Open Subtitles | عليَّ أن أذهب وأغيِّر بنطالي ♪ لأول مرة في حياتي أرى الحب ♪ |
| Ama hayatında ilk kez, kendini böyle şeyler düşünürken buldu... | Open Subtitles | لكن لأول مرة في حياتها وجدت نفسها تفكر بتلك الأمور |
| Hayatımda ilk kez düzgün bir adamla beraberim ve buna inanmayı reddediyorum. | Open Subtitles | لأول مرة في حياتي أملك رجل جيد وأنا أرفض أن أصدق ذلك |
| Boka sarmış hayatımda ilk kez gerçek bir aile şansına sahibim. | Open Subtitles | لأول مرة في حياتي البائسة لدي الفرصة لكي يكون لي عائلة |
| Bu şirketin tarihinde ilk kez, uluslararası piyasa, yerli piyasayı geçiyor. | Open Subtitles | لكن لأول مرة في تاريخ هذه الشركة البيع الدولي يتجاوز المحلي |
| John Michell 18. yüzyılda karanlık yıldızları ilk kez böyle hayal etmişti. | Open Subtitles | هكذ تخيل جون ميتشيل النجوم المظلمة لأول مرة في القرن الثامن عشر |
| Kötü niyetli ağızlar, hayatında ilk defa... aşık olduğunu bile söylüyorlar. | Open Subtitles | حتى أن الألسنة الحاقدة تقول أنه يُحب لأول مرة في حياته |
| Bu şarkıyla hayatımda ilk defa bir kızla dans etmiştim. | Open Subtitles | مع هذه الأغنية رقصت مع فتاة لأول مرة في حياتي |
| Hayatımda ilk defa, bir sınavdan çıkarken, geleceğim hakkında olumlu düşünüyordum. | Open Subtitles | لأول مرة في حياتي أجتزت إختبارا وشعرت بشعور أفضل إتجاه مستقبلي |
| Bu asansör 1906'da ilk kurulduğu günden beri aynı mekanizmayı kullanıyor. | Open Subtitles | أتعلمين؟ هذا المصعد يستعمل ذات الآلية التي تم تركيبها لأول مرة في 1906 |
| Yarım saatte 2 bira içmek tarihte bir ilk mi? | Open Subtitles | لأول مرة في التاريخ شخص ما شرب علبتي جعة في نصف ساعة؟ |
| Darwin, bu fikrinin kanıtlarını ilk olarak 1859 yılında sundu. | Open Subtitles | قدم داروين أدلة هذه الفكرة لأول مرة في عام 1859 |
| Hayatında bir kez olsun hoş karşılamanı istiyorum. | Open Subtitles | و لأول مرة في حياتك اريدك ان تتصرف بشكل لطيف |
| ♪ For the first time in my life ♪ ♪ I see love ♪ | Open Subtitles | ♪أرى الحب ♪ ♪لأول مرة في حياتي أرى الحب ♪ ♪أرى الحب ♪ |