| Olduğun yerde kal. Konuşmaya başlayana kadar Hiçbir yere gidemezsin. | Open Subtitles | ابقى حيث انت انت لن تذهب لأى مكان حتى تتحدث |
| - Hiçbir yere gitmek istemiyorum! | Open Subtitles | لا أريد الذهاب لأى مكان ــ هذا أمر لا مفر منه يا عزيزتى |
| Goa'uld bu saldırılara devam ettikçe Hiçbir yere gitmiyoruz. | Open Subtitles | لن نذهب لأى مكان طالما هؤلاء الجواؤلد مستمرين في مهاجمتنا |
| Söyle, Peachy ve ben ordumuz olmadan bir yere gitmeyiz. | Open Subtitles | أخبره بيتشى وأنا لا نذهب لأى مكان بدون الجيش معنا |
| Eh, madem buradayız bir yere de gitmiyoruz konuşalım o zaman. | Open Subtitles | حسناً نحن هنا الأن ولن نذهب لأى مكان لذا دعينا نتحدث |
| Bu kıyafetle Hiçbir yere giremezsin. | Open Subtitles | ولكنك لا يمكنك أن تذهب لأى مكان بهذة الملابس |
| Hâlâ boş konuşuyorsun. Hiçbir yere gitmiyorsun! | Open Subtitles | استمر فى التحدث هكذا يا رجل ولن تذهب لأى مكان |
| Buranın anahtarı olmadığı müddetçe, Hiçbir yere gitmiyorsun. | Open Subtitles | لن تذهب لأى مكان إلا اذا كان معه مفتاح لهذا المكان |
| Gus'da neden aynı zincirden olduğunu öğrenmeden Hiçbir yere gitmem. | Open Subtitles | أنا لن أذهب لأى مكان حتى أعلم لماذا يرتدى جس سلسلتى؟ |
| Hiçbir yere gitmiyorsun. Jerry'yle ne konuşuyordunuz? Hiçbir yere gitmiyorsun. | Open Subtitles | إنك لن تذهب لأى مكان عن ماذا كنتما تتحدثان أنت وأخى جيرى؟ |
| Bunlar olmadan Hiçbir yere gitmem. - Al bir tane. İki tane al. | Open Subtitles | أتقترح حبوب الغثيان إلا تستطيع الذهاب لأى مكان بدونها |
| Pekala, biz bu işi halledene kadar Hiçbir yere gitmiyorsun. | Open Subtitles | حسناً ، أنت لن تذهب لأى مكان قبل أن نضع النقاط فوق الحروف |
| Ailemi serbest bırakmadan Hiçbir yere teslim etmem. | Open Subtitles | لا, لن أسلّمها لأى مكان إلا اذا اطلقت سراح عائلتى |
| Başkomiser olmak için başka bir yere gitmeyi hiç istemem. | Open Subtitles | كُنت لأكره أن أنتقل لأى مكان آخر لأصبح رئيس الشرطة |
| Bir geçidi alıp dünyadaki herhangi bir yere taşıyabilecek kadar. | Open Subtitles | كبيره بما فيه الكفايه لحمل بوابة النجوم ونقلها لأى مكان فى العالم |
| bir yere gitmiyorum, buna alış. Burada kalıyorum. | Open Subtitles | أنا لن أذهب لأى مكان, لذا إعتد على ذلك, سأظل هنا |
| Sana anlattım, aslında hiç bir yere gitmedin. | Open Subtitles | لقد أخبرتك أنك فى الواقع لم تذهب لأى مكان |
| - Bu, ülkenin durumu. Artık insan bir yerden bir yere soyulmadan, bıçaklanmadan ve öldürülmeden gidemiyor. | Open Subtitles | لا تستطيع الذهاب لأى مكان دون أن تصبح مسروقاً أو مقتولاً أو مطعوناً |
| Geçidi açık tutuyor olacağım. Böylece başka bir yere kaçamayacaksınız. | Open Subtitles | سأنتظر حتي تفتح البوابة لذا لايمكنك الذهاب لأى مكان |
| Her şeyi yapabilirsin. her yere gidebilirsin. | Open Subtitles | انت تستطيع فعل اى شىء انت تستطيع الذهاب لأى مكان |
| O sayfalarda sınır yoktur istediğin yere gidebilir kimi istiyorsan o olabilirsin. | Open Subtitles | فى تلك الصفحات لا يوجد حدود لأى مكان تذهبى له من تستطيعين أن تكونى |
| bir yere gittiğim yok. | Open Subtitles | أنا لن أهرب لأى مكان |