| Ve sağ kalmanız için özen gösterirler. | Open Subtitles | وأنهم سوف يكونوا حذرين لإبقاءك على قيد الحياة |
| Beklettiğim için üzgünüm. - Kulağın nasıl? | Open Subtitles | أنا آسف لإبقاءك مُنتظراً كيف حال الإذن ؟ |
| Beklettiğim için üzgünüm ama acele etmeliyiz. | Open Subtitles | عذراً لإبقاءك منتظراً ولكن كان علينا إجراء بعض الخطوات |
| Seni dolaba o şekilde soktuğum için kusura bakma. Panikledim. | Open Subtitles | آسف لإبقاءك في الخزانة , لقد ذعرت. |
| Bay Trager? Sizi beklettiğimiz için üzgünüm, efendim. | Open Subtitles | سف لإبقاءك تنتظر سيدي |
| Sizi beklettiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | اسف لإبقاءك تنتظرين |
| Beklettiğim için çok özür dilerim. | Open Subtitles | أعتذر للغاية لإبقاءك منتظراً |
| Kürsüde bir süre daha bulunman için bundan iyi gerekçe olamaz. | Open Subtitles | وهذا سببٌ آخر لإبقاءك بالعمل |
| Seni habitatının sınırlarında tutmak için programlandı. | Open Subtitles | مبرمجة لإبقاءك في حدود بيئتك |
| Oh, um, işini kaybetmediğin için memnunum. | Open Subtitles | أنا سعيدة لإبقاءك على وظيفتك |
| Merhaba. - Beklettiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | -آسف لإبقاءك تنتظر . |