| Karim, yarın sabah Roghiyeh hanımla kızına kına gecesinde yardım etmeni istiyorum. | Open Subtitles | كريم"، غذاً سوف أذهب لأساعد السيدة "رقية" في تجهيز حفلة "الحنة" لإبنتها |
| kızına botoks yaptırdığı için tutuklandı. | Open Subtitles | هي التي إعتقلت لأنها تحقن لإبنتها إبر البوتكس |
| Çünkü her şey altüst olmak üzere. Ellen Garner kızına sigorta mı yaptırmış? | Open Subtitles | إيلين غارنر " وضعت بوليصة " تأمين لإبنتها ؟ |
| Ama öyle acele etmiş ki, bunu unutmuş küçük kızının bir fotoğrafını. | Open Subtitles | لكن في عجلة من أمرها ، تركت تلك الصورة صورة لإبنتها الصغيرة |
| - Evindeyken kızının fotoğrafını gördüm. | Open Subtitles | عندما كنت في منزلها , لقد رأيت صورة لإبنتها |
| Servet avcısıymış, Kızı için paralı kısmet peşindeymiş. | Open Subtitles | كانت كالمنقبين عن الذهب تبحث لإبنتها عن زوج غني |
| Hangi anne öz kızına sigorta yaptırır? | Open Subtitles | أي أم تأخذ بوليصة تأمين لإبنتها ؟ |
| Belki bir gün, o da bu hikayeyi kızına anlatır. | Open Subtitles | وربما يوما ستخبر القصة لإبنتها |
| Alais ölmüş olsa bile, belki kitabı kızına vermiştir. | Open Subtitles | حتي لو ماتت ربما أعطت الكتاب لإبنتها |
| kızına elbise diken annelerdensin sanırım. - Evet. | Open Subtitles | -تبدين كالأم الحنونة التي تصنع الملابسة لإبنتها |
| Wood Hite'ın yakın alakası Martha tarafından geri çevrilmişti ve bu arayışını onun kızına yönlendirme çabaları da Dick Liddil tarafından köstekleniyordu. | Open Subtitles | رُفض (وود هايد) بإزدراء من قبل (مارثا) بسبب تودُّده ومُحاولته لنقل مسعاه لإبنتها (الذي أُحبط من قبل (دك ليدل |
| Gloria Blount, kızına ithafen hazırladığı yeniden yapılandırma kitabını tamamlamış. | Open Subtitles | جلوريا بلاونت ) قد أعدّت كتاباً لإبنتها ) |
| Sen de şimdi kaseyi kızına bırakacaksın, | Open Subtitles | إذا من الأم لإبنتها |
| Hâlâ kötü durumda Charlie. kızına ihtiyacı var. | Open Subtitles | لا زالتْ في وضعٍ سيءٍ يا "تشارلي" إنها بحاجةٍ لإبنتها{\pos(190,200)} |
| Maples görünüşe göre kızına çok düşkün. | Open Subtitles | يبدو أن (ميبلز) عاشقة لإبنتها. |
| Brooke'a gelince, kızının arkadaşlarını seçemeyeceğini öğrenecek. | Open Subtitles | {\pos(192,215)} ستتعلم أنها لاتستطيع إختيار الأصدقاء لإبنتها |
| kızının başına ne geldiğini bilmediğinden tüm dünyayı dolaşmış ve kızını kaybetmiş olmanın üzüntüsüyle toprağı bereketli kılmayı unutmuştur. | Open Subtitles | إنها لم تعلم ما الذي حدث لإبنتها ...ولذا فهي هامت في الأرض وبسبب حزنها على فقدانها إبنتها نسيت أن تعطي الخصوبة إلى الأرض |
| - Tatlı kızının videosunu izliyorsun. | Open Subtitles | -تستمتع بفيديو لإبنتها اللطيفة |
| Kızı için yeterince iyi biri olmadığımı düşündü hep. | Open Subtitles | المعذرة لم تعتقد بأنني مناسب بما فيه الكفاية لإبنتها |