| Çocuğu cinayetle suçlamak için ne gibi bir kanıtınız var ? | Open Subtitles | ما الدليل الذى تستند إليه لإتهام الفتى بالقتل ؟ |
| Bir suçlu olarak, yargılanmaktan kurtulmak bize zulmeden bir canavarı, daha azılı bir suçluyu suçlamak her zaman mümkündür. | Open Subtitles | الواحد يمكن أن يتفادى . . أن يحاكم كمجرم ، لإتهام مجرم أكبر الوحش الذي يضحي بنا |
| Problemlerim yüzünden insanları suçlamak, benim için çok kolay şu an. | Open Subtitles | أنا في المستشفى الأن , وهي ليست لحظه لإتهام الناس الأخرين بمشاكلي |
| Beyazlar, siyahları nefretle suçlayacak ahlaki konumda değildir. | Open Subtitles | الرجل الأبيض لم يعد له مجال لإتهام الرجل الأسود بأى شيء |
| Bazıları bu işte bizzat Tammany 'i suçlayacak.. | Open Subtitles | والبعض وصل به الحد لإتهام الحزب بالتغاضى |
| Hartley ve Samuel dolandırıcı olabilirler, ama çocuğu cinayetten suçlamak olanaksız. | Open Subtitles | حتى و إن كان " هارتلى و صامويل " مزيفين فما زال هناك طريق طويل لإتهام الولد بالقتل |
| Buraya adamlarımı kameralar önünde suçlamak için mi geldiniz? | Open Subtitles | تأتي هنا لإتهام رجالي أمام الكاميرا ؟ |
| Bay Riaz'ı suçlamak için tüm tanıkların isim ve adres bilgileri gerekiyor. | Open Subtitles | لإتهام السيد "رياز" نحتاج إلى قائمة من الشهود، ومعلومات ذات صلة |
| Söylediklerinize bakarsak buraya Bay Trager'ı kiralık katil tutmakla suçlamak için geldiniz. | Open Subtitles | إذن معنى كلامك هل أتيتم لهنا لإتهام السيد (تراجر) بتوظيف قاتل مأجور؟ |
| Birisini suçlamak için uygun bir zaman olduğundan emin değilim, Henry. | Open Subtitles | أخشى أن هذا الوقت غير مناسب (لإتهام بعضنـا البعض، (هنـري |
| Yozlaşmış Bakan Cai'yi suçlamak için hazırlardı. | Open Subtitles | كانوا مستعدّين لإتهام الوزير الفاسد (شاي). |
| Beyazlar, siyahları nefretle suçlayacak ahlaki konumda değildir. | Open Subtitles | "هل تكرهنى ؟" الرجل الأبيض لم يعد له مجال لإتهام الرجل الأسود بأى شيء |
| Bize Tiago Matos'u suçlayacak bir şey ver, kendine faydan olsun. | Open Subtitles | "لقد عثرنا على سلاح جريمة القتل معك يا "انجيل حديثك سيساعدك ويعطينا شيئاً ما ..لإتهام "تياجو ماتوس" بـ |