| Bunu yapmanız için size en az 3 yalan sarf ettiğini düşünüyorum... | Open Subtitles | على الأقل أفكر الآن بثلاث كذبات لابد أنها أخبرتك بهم لإحضاركم هنا |
| Sizi ta Washington'dan buraya getirdiğimiz için üzgünüm. | Open Subtitles | نتأسف لإحضاركم كل هذه المسافة من واشنطون |
| Biraz acele ettiğimiz için kusura bakmayın, fakat bir an önce halletmeliyiz bu konuyu. | Open Subtitles | نحنُ نعتذِر لإحضاركم بسرعة متهوّرة ولكن علينا الدّخول مباشرةً لمناقشة المسألة |
| Biraz acele ettiğimiz için kusura bakmayın, fakat bir an önce halletmeliyiz bu konuyu. | Open Subtitles | نحنُ نعتذِر لإحضاركم بسرعة متهوّرة ولكن علينا الدّخول مباشرةً لمناقشة المسألة |
| Büyük ihtimalle sizi sorgulama için çağırmamız gerekecek. | Open Subtitles | ربما نحتاج لإحضاركم إلينا لطرح بعض الأسئلة |
| - Ben vermek istemedim. - Arabayı getirdiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | ـ مهلاً، لم أكن أريد ذلك ـ أشكركم لإحضاركم السيارة للأعلى |
| Ama birlik sizi buraya getirmek için servet harcadı ve başarısını garantilemek için kendileri kontrol etme niyetindeler. | Open Subtitles | ولكن الشركة أنفقت ثروة لإحضاركم هنا،وهم ينوون أن يحكموا هذه المستعمرة لضمان نجاحها |
| Yani krepler için minnettarız ... | Open Subtitles | نحن ممتنّون جداَ لإحضاركم الفطائر |
| Yerini gösterdiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً لإحضاركم لنا إليه. |
| Sizi eve götürmek için gönderildim. | Open Subtitles | لقد تم ارسالي لإحضاركم |
| Bunlar için teşekkür ederim. | Open Subtitles | -شكراً لكم لإحضاركم هذه. |