| Eğer gelip bizimle çalışırsan büro senin hakkındaki bütün suçlamaları düşürecek. | Open Subtitles | المكتب مُستعدّ لإسقاط كلّ التُهم المُوجّهة ضدّك لو جئت وعملت لحسابنا. |
| 1990'larda, birbirini devirmek için suikastlar yapıyor ve birbirlerini yok ediyorlardı. | Open Subtitles | التسعينيات حيث أولئك المجموعات التي تتآمر لإسقاط و تحطيم بعضهم البعض |
| Powers'ın uçağını düşürmek için bir füze yetmişti. | Open Subtitles | صاروخًا واحدًا كان كافيًا لإسقاط طائرة باورز |
| Bu iki kapıdan birinin ardındasınız ve ikisini de alaşağı etmeye yetecek kadar mermimiz var. | Open Subtitles | أنظروا، أنتم وراء أحد هذين البابين، ولدينا عتاد ناريّ أكثر مما يكفي لإسقاط كليهما. |
| Bir zeplini indirmek için yüzlerce mermi gerekebilir. | Open Subtitles | من الممكن أن تستهلكوا منه المئات لإسقاط المنطاد |
| Bir tanesini devirmeye beş-altı kurşunumuz gidiyor. | Open Subtitles | عادة ما نطلق 5 أو 6 رصاصات لإسقاط أحدهم. |
| Kaçmayı denemeden önce söyleyeyim, üzerine bir fili bile devirecek kadar elektrik bağlı. | Open Subtitles | ،وقبل حتى محاولتك للهروب قد تود مراعاة بأنك مكبّل تكفي لإسقاط فيل |
| Bomba, hükümeti devirmenin anahtarı ve onlar bunu biliyor. | Open Subtitles | هذه القنبله هى المفتاح لإسقاط هذه الحكومه وهم يعلموا هذا |
| Sadece erzakları bırakmak için dururlar ve boş şekilde uçuşa geçerler. | Open Subtitles | توقفت فقط لإسقاط الإمدادات وتركوها عندما غادرت, فارغه |
| Konuşursan, en azından suçlamayı düşürmesi için savcılıkla konuşuruz. | Open Subtitles | على الأقل إذا قمت بذلك، سنسعى لإسقاط التُهم. |
| Dinle, aleyhindeki tüm suçlamaları düşürmeye hazırlar, koşullar düşünüldüğünde, bu son derece ılımlı bir karar. | Open Subtitles | اسمعي، إنهم مستعدون لإسقاط كل التهم التي ضدك و هذا تساهل منهم بمعرفة ظروفك. |
| Sana hiç Victor'un eldivenini çok fazla düşürdüğü için ulusal hokey takımından atıldığını söylemiş miydim? | Open Subtitles | نعم، ألم أخبرك أن فيكتور تم طرده من فريق الهوكي الوطني لإسقاط قفازاته عدة مرات أيضا؟ |
| Altı ay içinde, havadaki bütün Müttefik uçaklarını düşürecek kadar jetimiz olacak. | Open Subtitles | في غضون ست شهور، سنحوز على مقاتلات نفاثة كافية لإسقاط كل طائرات الحلفاء |
| Şey, sen de altı tane düşürecek kadar ateş ettin. | Open Subtitles | حسناً، لقد أطلقت ما يكفي لإسقاط ستة طائرات |
| Beni devirmek için Kayser'le komplo kurduklarının apaçık itirafı! | Open Subtitles | اعتراف مدقع من ابني بإن القيصر تآمر معه لإسقاط الدستور وتدميرى |
| Ama ağacı devirmek için bir darbeden fazlası gerekir. | Open Subtitles | لكن يتطلب الأمر أكثر من ضربة لإسقاط الشجرة |
| Bize fitneci dediler, hükümeti düşürmek için gizlice çalışıyormuşuz. | Open Subtitles | دعونا بالمشاغبون الذين يعملون سرا لإسقاط الحكومة |
| Çin Birliği Japonya'da rüşvetçi yönetimi düşürmek için hazırlanıyor. | Open Subtitles | التحالف الصيني نُصبَ في اليابان لإسقاط هذه الحكومة الفاسدة |
| Andersonlar'ın su çeşmesini yıkmasıyla Garcialar'ın basketbol potasını alaşağı etmesiyle ve Schwarzslar'ın çöp bidonlarını sprey boyayla boyamasıyla aynı sebepten. | Open Subtitles | السبب نفسه الذي دفعه لإسقاط نافورة آل (آندرسن) وإنزاله سلّة آل (غارسيا) ورشّه سلاّت قمامة آل (شوارز) بالطلاء، لأنّه نذل |
| Yani simdi bu adami indirmek icin cok efor sarf edildi. | Open Subtitles | أعني، هناك الكثير من العمل لإسقاط هاذا الرجل |
| Sanıklar, bildiri dağıtarak seferberlik halindeyken silah sanayiine sabotaj ve halkımızın nasyonal sosyalist yaşam tarzını devirmeye çağırmış, bozgunculuk propagandası yapmış, Führer'e hakaret etmiş, böylece İmparatorluk düşmanlarına destek vermiş ve ordumuzu zayıflatmışlardır. | Open Subtitles | المتهمين قاموا بإرسال المنشورات خلال الحرب، وذلك من أجل إحداث أعمال تخريب بإنتاج الأسلحة لإسقاط الاشتراكية الوطنية لشعبنا لنشر أفكار إنهازمية, لجلب الخزي لزعيمنا |
| Reiden'ı devirecek kanıtlarınız var, değil mi? | Open Subtitles | أنتٍ لديك الدليل لإسقاط ريدين , صحيح ؟ |
| Bu bomba, hükümeti devirmenin anahtarı. | Open Subtitles | هذه القنبلة هي المفتاح لإسقاط هذه حكومة |
| Neden gecenin bir yarısında yiyecek bırakmak için bu kadar hevesliydin? | Open Subtitles | لما انت متلهف لإسقاط الطعام في منتصف الليل؟ |
| Kızkardeşin aleyhindeki uyuşturucu suçlamasını düşürmesi için bir savcıya rüşvet vermişsin. | Open Subtitles | أنت رشوت مدعٍ عام لإسقاط تهم تعاطي المخدرات عن أختك |
| İşin iyi tarafı şubedekiler, suçlamayı düşürmeye can atıyor. | Open Subtitles | النبأ السارّ هو أنّ الدائرة تستميت لإسقاط التهمة |
| Darren'ın suçlamalarını düşürdüğü için savcılığa hâlâ laf geliyor mu? | Open Subtitles | أما زال مكتب المدعي متحمس لإسقاط التّهم ضدّ (دارين)؟ |