| Birisini arada bir patates varken vurmak için iki el gerekiyor. | Open Subtitles | يتطلب الأمر يدين إثنين لإطلاق النار على شخص ما من خلال البطاطا |
| Bana güven. - Birisini vurmak için hazır olacak. | Open Subtitles | سيكون مستعداً لإطلاق النار على إي أحد |
| Bagajdaydı. Kilidi açmak için ateş etmek zorundaydım. | Open Subtitles | كانت في حقيبة السيارة اضطررت لإطلاق النار على القفل لفتحها |
| Bagajdaydı. Kilidi açmak için ateş etmek zorundaydım. | Open Subtitles | كانت في حقيبة السيارة اضطررت لإطلاق النار على القفل لفتحها |
| Yaşlı kurdu vurma emrini kim verdi? | Open Subtitles | من أعطاكى الأمر لإطلاق النار على الرجل الكبير؟ |
| Garsonumuzu vurman gerekecek. Şunun kıçına bak! | Open Subtitles | سوف تضطرين لإطلاق النار على نادلنا انظروا لتلك المؤخرة |
| Eğer hedefin cep telefonu varsa siyah hedefi beyazlara nazaran vurmakta çok daha hızlı davranıyorlar. | Open Subtitles | عندما يكون لدى الهدف تلفون خلوي، انهم أكثر ميلا لاتخاذ هذا القرار لإطلاق النار على الهدف البريء عندمايكونأسود... |
| Baş komiseri vurmak için sebebi olan var mıydı? | Open Subtitles | - هل هناك شخص لديه سبب لإطلاق النار على المشرفة؟ - لا. |
| Oniyi vurmak için kullandığın mermi gümüş mermi miydi? | Open Subtitles | الرصاصة التي استخدمتها لإطلاق النار على الـ"أوني". -أكانت رصاصة فضّية؟ |
| Birkaç çocuğu vurmak için bize lazımsın. | Open Subtitles | نحتاج لإطلاق النار على بعض الأطفال |
| - Ve uzaylı vurmak için tetikte beklemelerini söyle. | Open Subtitles | -وتقوم بتجهيزهم لإطلاق النار على الفضائيين |
| Birini vurmak için en iyi iki yerdir. | Open Subtitles | أفضل مكانين لإطلاق النار على شخص ما |
| Jeff Hickman'ı, bir 357'yle yakın mesafeden vurmak için eğitime ihtiyacın yok... | Open Subtitles | تدريب القناصة؟ أنت لا تحتاج إلى أي خبرة (لإطلاق النار على (جيف هيكمان من بندقية عيار 3.57 |
| - Çocuğu vurma niyeti yoksa niye silah getirsin? | Open Subtitles | ولماذا احضرت مسدسك مالم تكن تخطط لإطلاق النار على الولد ؟ |
| Bu sabah arayan geri zekalılar birkaç beyin yiyen vurma ihtimallerinden konuşuyorlardı. | Open Subtitles | إن اولئك الضيوف البلداء وهم يتحدثون عن رغبتهم في فرصة لإطلاق النار على أحد آكلي الأدمغة |
| Arabanın lastiği patladığında onu vurman gerektiğini düşünsene. | Open Subtitles | هل يمكنك تخيُل لو انك تضطر لإطلاق النار على سيارتك في كل مرة ينفجر فيها الإطار؟ |
| - Birkaçını vurman gerekebilir. | Open Subtitles | -قد تضطر لإطلاق النار على بعضهم! -لا أستطيع ذلك! |
| 22liğini uçuşta yanına almıştın ve Happ'i vurmakta kullandın. | Open Subtitles | لقد أخذت مسدسكِ من عيار 22 على متن المروحية وإستعملته لإطلاق النار على (هاب). |