Seni buna bulaştırdığım için üzgünüm. Bana gizlilik yemini ettirdi. | Open Subtitles | أنا آسفة لإقحامك في هذا الأمر جعلتني أعدها أن ألتزم التكتّم |
Seni derinlere bulaştırdığım için üzgünüm ama neyle karşı karşıyayız bilmeliyim. | Open Subtitles | أنا آسف لإقحامك في أمر سئ كهذا ولكن أريد أن اعرف ما الذي نواجهه |
Seni de bunun içine soktuğum için çok üzgünüm. | Open Subtitles | أفّ. آسفة جداً لإقحامك في هذا. |
Bu yalana bulaştığın için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف لإقحامك في هذا الأمر |
O zaman ölmüş olurduk, Shelby. Seni bu işe bulaştırdığım için üzgünüm. | Open Subtitles | كنا سنموت " شيلبي " آسف لإقحامك في الأمر |
Seni buralara sürüklediğim için üzgünüm. Zaten Çok işin olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | آسفة لإقحامك في هذا الأمر أعلم انك مشغول |
Bak, seni buna bulaştırdığım için özür dilerim tatlım. | Open Subtitles | آسفة لإقحامك في هذا يا عزيزتي. |
Seni bu işe bulaştırdığım için üzgünüm | Open Subtitles | أنا آسف .. لإقحامك في هذا |
Seni de bulaştırdığım için. | Open Subtitles | آسف لإقحامك في هذا. |
Seni de bulaştırdığım için. | Open Subtitles | آسف لإقحامك في هذا. |
Seni bu işin içine soktuğum için özür dilerim. | Open Subtitles | آسف لإقحامك في هذا |
Seni bu duruma soktuğum için özür dilerim ve... | Open Subtitles | -آسف لإقحامك في هذا الوضع و ... |
Bu işe bulaştığın için özür dilerim, Naseem. | Open Subtitles | متأسف لإقحامك في هذا الأمر يا (نسيم) |
Seni bu işe bulaştırdığım için özür dilerim. Bana Noble Sigorta'dan bahset. | Open Subtitles | آسفه لإقحامك في هذا- أخبريني عن (نوبل) للتأمين- |
Seni bu işe sürüklediğim için üzgünüm. Olma. | Open Subtitles | -آسف لإقحامك في هذا . |