| Bu görevi tamamlamak için özel bir ekibe ihtiyacımız vardı. | Open Subtitles | كنّا بحاجة إلى فريق خاص لإنجاز تلك المُهمّة |
| Buraya eskiden farklı bir anlaşma yapmaya gelmiyor muydun? | Open Subtitles | ألم تعتادي القدوم إلى هنا لإنجاز بعض الأعمال المختلفة ؟ |
| Dünya'nın dört bir yanından binlerce insan küresel bir ilki başarmak için toplandılar: İlk kitlesel fonlu hastaneyi inşa ettik. | TED | تداعى الآلاف من حول العالم لإنجاز ما سيكون الأول عالميا: بنينا أول مستشفى على الإطلاق يبنى بالتمويل الجماعي. |
| Diğerlerine olan görevini yerine getirmek için nelerden vazgeçti acaba? | Open Subtitles | من يعرف أن عليها أن تستسلم لإنجاز واجبها إلى الآخرين؟ |
| Bunun bir başarı olması için yapmamız gerekip de yapmadığımız ne var? | TED | وما الذي لم نفعله، لكن يجب فعله لإنجاز هذا النجاح؟ |
| İnanmayacaksın ama illegal şeyler yapmadan da işleri halletmenin yolu var. | Open Subtitles | من الصعب الاعتقاد، ولكن هناك طرق لإنجاز الأمور التي لا تنطوي على الأنشطة غير قانونيه |
| Şimdi, işi halletmek için bana yirmi litre dizel biraz da yüksek oktanlı benzin lazım. | Open Subtitles | الآن، لإنجاز العمل أحتاج خمسة غالونات من الوقود وبعض غازولين الأوكتان العالي |
| Ayrıca o ilahî amacı gerçekleştirmek için neredeyse yeterli olacak miktarı çoktan taahhüt ettiler. | Open Subtitles | وتعهدوا بتمويل القضية يكفي تقريبا لإنجاز الغرض الإلهي |
| Bir şeyi yapmak için sizden rüşvet istendiğini hayal edin. | TED | تخيل أن يطلب منك دفع رشوة في حياتك اليومية لإنجاز شيء ما |
| Çok net konuştum. İşi tamamlamak için bir gününüz var yoksa sonuçlarına katlanırsınız, dedim. | Open Subtitles | أوضحتُ بجلاء أنّه كان أمامكم يوم واحد لإنجاز عملكم |
| Görevini tamamlamak için ne gerekiyorsa yapacak. | Open Subtitles | قالت أنها سوف تفعل أياً كان مايستغرقه لإنجاز هذه المهمة |
| Bu görevi tamamlamak için iki elini de kullanmalısın. | Open Subtitles | يلزمك استخدام كلتا اليدين لإنجاز هذه المهمّة. |
| Buraya eskiden farklı bir anlaşma yapmaya gelmiyor muydun? | Open Subtitles | ألم تعتادي القدوم إلى هنا لإنجاز بعض الأعمال المختلفة ؟ |
| Ve bunu yakalamaya, hakkıyla yapmaya çalışırken bize sadece sınırlı bir zaman dilimi kalıyor. | Open Subtitles | الوقت أمامنا محدود لإنجاز المهمّة كالمطلوب و تقديرها حق قدرها |
| Bunu yapabilmek için şimdi bir kraniotomi için kaydolmanız gerekir. Pek de yapmaya gönüllü olmayacağımız bir şey ancak bu sağda büyük bir cilt iletkenlik yanıtına yol açar. | TED | يجب عليكم التسجيل للمشاركة في جراحة لحجّ القحف لإنجاز هذا، وهو أمر لن نتطوع لفعله، ولكنه يسبب استجابة كبيرة في موصلية جلد الجزء الأيمن. |
| Bazen başarmak için daha çok zaman ve emek sarfetmek gerek. Ya JellyBean yaralanırsa? | Open Subtitles | حسناً هذا درسك الأول فأحياناً يتطلب منك وقت طويل ومجهود كبير لإنجاز شئ |
| Ve bilmen gereken tek şey, buradan çıkmama izin verilmezse başarmak için uğraştığınız her şeyin yok olacağı. | Open Subtitles | وكلّ تحتاج لمعرفة الآن ذلك إذا لست مسموح للترك، كلّ شيء عملت لإنجاز سيكون مفقود. |
| İmkansızı başarmak için bir adam sadece umutsuzluğun olduğu yere umut götürmek için | Open Subtitles | رجل واحد لإنجاز المستحيل رجل واحد لإعطاء الأمل حيث يوجد اليأس فقط |
| Bu planı yerine getirmek için yeterli zaman yok. | Open Subtitles | ليس هناك وقت لإنجاز تلك الخطة إذا فجرنا البوابة بأنفسنا الآن |
| Biz bu vaatleri yerine getirmek için savaşalım. Dünyayı kurtaralım. | Open Subtitles | الآن دعونا نحارب لإنجاز ذلك الوعد |
| Böylesine dramatik bir deneyimden sağ çıkıp ve bu korkunç olaydan olumlu bir sonuç çıkarabilmek gerçekten dikkate değer bir başarı. | Open Subtitles | أن تقوى على تحمّل تجربة صادمة كهذه، ورغم ذلك تجد الفائدة من تلك الحادثة الشنعاء، إنه لإنجاز مبهر بالفعل. |
| Avukat olmadan bunu halletmenin bir yolu yok mu? | Open Subtitles | حسنًا، هل هنالك طريقة لإنجاز هذا بدون محامين؟ |
| İçi halletmek için ne gerekirse yaparım, güzelim. | Open Subtitles | حسناً ، كل ما يتطلبه الأمر لإنجاز المهمة ، يا حبيبتي |
| Ayrıca o ilahî amacı gerçekleştirmek için neredeyse yeterli olacak miktarı çoktan taahhüt ettiler. | Open Subtitles | وتعهدوا بتمويل القضية يكفي تقريبا لإنجاز الغرض الإلهي |
| Deli gibi geceden kalmayım ve 101 tane işi yapmak için 3 saatim var. | Open Subtitles | فلدّي صداع أثر الكحول كالجحيم وثلاث ساعات لإنجاز 101 مهمّة. |