| İzlememek için sabırsızlanıyorum. Sen ve ben dışarı çıkmalıyız. | Open Subtitles | لااستطيع الانتظار وعدم مشاهدة هذا انت وانا نحتاج ان نخرج |
| Evet, çocuklar. Yaptıklarınızı tatmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | المقبلات ناجحه لااستطيع الانتظار لاتذوق المرق |
| Arkadaşlarımla tanışman için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لااستطيع الانتظار لتقابلي اصدقائي |
| Eve gitmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | اقصد, لااستطيع الانتظار حتى اعود للمنزل |
| - Tamam, sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | - لااستطيع الانتظار |
| sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | حسنا ، لااستطيع الانتظار . |