| Bunu yapmak için zamanın vardı. Ve hâlâ da öyle, karşındayım. hâlâ yaşıyorum. | Open Subtitles | أنتَ ضيعت الكثير من الوقت لتقوم بذلك، و الآن،ها أنا حيّ،و لازلتُ حياً. |
| 10 yıldır buradayım, ama hâlâ "yeni çocuk" sayılıyorum. | Open Subtitles | أنا هنا منذ عشرة أعوام و لازلتُ المقيم الجديد |
| Neden yumruk yemek zorunda kaldığımı hâlâ anlamıyorum gerçi. | Open Subtitles | لازلتُ لا اعلم لما توجب علي ان اتلقى اللكمة. |
| Formum kötü, yarım yamalağım ve Hala ateş bükmeyi bilmiyorum. | Open Subtitles | أدائي سيء, كما أنني غير مستعد و لازلتُ لا أعرف أي شيء عن تسخير النار |
| Hala açık olduğum için şanslısınız. | Open Subtitles | تعرفون ، أنتم أولاد محظوظون لإني لازلتُ أفتح |
| Evet, Hala baş aşağı yalnız ve formsuzum. | Open Subtitles | أجل , لازلتُ مقلوباً رأساً على عقب و بمفردي تماماً و بليقاة بدنية سيئة للغاية |
| Şimdi ya da gelecekte, umurumda değil, seni yine seveceğim. | Open Subtitles | لا يهمني اذا كان الآن أو في المستقبل ،،، لازلتُ أحبك. |
| Sizden hâlâ kuyrukluyıldız hakkında bir açıklama bekliyorum. | Open Subtitles | لازلتُ بإنتظاركَ لتفسر أمر ذلك المـُذنب السماوي. |
| hâlâ nefret ediyorum. Sadece beni sevmelerini seviyorum. | Open Subtitles | أنا لازلتُ كذلك، انا فقط يروق ليّ أنهم مُعجبون بي. |
| hâlâ bir sürü param var ve dünyanın en iyi avukatlarına sahibim. | Open Subtitles | لازلتُ أملك تمويلاً لا حدود له، وأفضل محامين على وجه الأرض. |
| Benim için ne yaptığını hâlâ unutmadım, sorunlarımdan kurtulmam için yardım etmiştin. | Open Subtitles | لازلتُ لم أنس ما فعلته بى تساعدنى فى حلّ مشكلتى المتواضعة |
| İki elimle de kılıç sallayabilirim hâlâ. | Open Subtitles | لازلتُ استطيع ان اقاتل بالسيف بأحدى يدي. |
| - Öyle mi? Ben hâlâ onu bağlayıp burada bırakma taraftarıyım. | Open Subtitles | لازلتُ اظنُ انه علينا ان نربطها ونتركها. |
| Ama eğer annem atmadıysa bileti hâlâ duruyor olabilir. | Open Subtitles | ولكنّ رُبّما لازلتُ أمتلك التذكرة إن لم تكُن أمّي قد رمتها |
| Hala olay mahallini o otobüs kazasından temizlemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لازلتُ أنظف المكان من جراء حداث الحافلة. |
| Onu Hala seviyorum ama onu öldüreceğim çünkü bu doğru olan ve bunu yapmalıyım. | Open Subtitles | و لازلتُ أحبه لكنني سأقتله لأنّ هذا هو الصواب و لأنني مرغم على ذلك |
| Hala bu adama peynir tabağı hazırlamalıydık diyorum. | Open Subtitles | لازلتُ أشعر بأنّه علينا تقديم صحن من الجبن لهذا الرجل. |
| Hadi ama o kadar da kötü değil. Hala çiftlikte yaşıyorum. Diş fırçam bunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | بحقّكَ، الأمر ليس بهذا السوء، لازلتُ أعيش بمزرعة، ولديّ فرشة أسنان لإثبات ذلك. |
| Evet, iyi olacakmışım gibi gelmiyor. Hala bir şeyleri anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا لازلتُ أحاول أن أفهم كل الذي حصل لي. |
| Hala hayatta olmamın nedeni o. Ancak orada boş boş dikilip olanlara seyirci kalmadım. | Open Subtitles | إنّه السبب بأنّي لازلتُ أتنفّس، لكنّي لم أقف وأُشاهد ذلك يحدث. |
| Ama yine de ben olsam, böyle bir günün geleceğini tahmin ederdim. | Open Subtitles | لكنّني لازلتُ حتى يومنا هذا ، أحمل على كاهلي ذنب عدم توقعي حدوث ذلك. |
| Dövüşümüz yumruk yumruğa olacak. Mümeyyiz olsam da neticede Halen bir mahkumum. | Open Subtitles | سنتقاتل بالأيدي حتّى الموت، فبالرغم من أنّي مُختبِر، إلا أنّي لازلتُ سجيناً. |
| İkazda bulunmalarına rağmen, bence bu adil değildi. | Open Subtitles | لازلتُ أظن أن ذلك ليس عادلاً على الرغم من إعطائهم لتحذير لي |