| Ama gidip yönetmenle görüşmem lazım. Şu işi hızlıca halledelim. Tamam. | Open Subtitles | بس لازم أروح أقابل المخرج ده فعايزين نخلص الموضوع ده بسرعة |
| - Dinle, bana bir iyilik yapman lazım. - Hayır, yapamam. zaten bela kokusu alıyorum. | Open Subtitles | انت لازم تعملي معروف انا لا استطيع , فانا اشم رائحة المشاكل |
| Sana güvenmem mi gerekiyor? | Open Subtitles | من الي لازم يكون يعرف كل شئ شفيك, تبيني بعد اثق فيك؟ |
| Hem de cezamı çekene kadar para cezası ödemek zorunda değilmişim. | Open Subtitles | وأي غرامة لازم ادفعها مش هاتتدفع لحد ما اقضي فترة عقوبتي |
| Ayrıca en kötü üniversiteye bile girmek için yapmam gereken onca kamu hizmeti var. | Open Subtitles | بالاظافه الى الخدمات الاجتماعيه الي لازم اسويها علشان ادخل جامعه محترمه |
| O da işin içinde. Neler döndüğünü bilmiyorum, ama olduğun yerde kal. | Open Subtitles | لا أدري ما لذي يحصل ولكن لازم مكانك حتى وصولي |
| Dikkat çekmek için bir şeyler yapmam gerekiyordu, değil mi efendim? | Open Subtitles | كان لازم اعمل اى حاجة عشان ابقى مميز مش كده يا باشا ؟ |
| Davranış ve benzeri şeyler için gerekli hareket dizileri ve belirli hareketleri kontrol eden kortikal bölgelere bakıyoruz. | TED | ونحن نتطلّع إلى مناطق الدّماغ التي تتحكم في حركات معينة، وتسلسل الحركات وذلك أمر لازم في السلوك ، وهكذا دواليك. |
| Oh, adamım. Burda öylece oturamam. Salak kardeşime yardım etmem lazım. | Open Subtitles | يابو مااقدر أقعد هنا وبس لازم أساعد أخوي ذالكمخه |
| Adamım adamım, uzaylı ziyaretçilerle ilk temas. Gidip buna hazırlanmam lazım. | Open Subtitles | - يا حبيبي أول إتصال مع الزوار الفضائيين لازم أجهز عمري |
| Bakın benim o toplantıya gitmem lazım, yoksa ben işimden sizde hayat düzeninizden olacaksınız. | Open Subtitles | اسمعوا أنا لازم ارزح الاجتماع و لا راح افقد شغلي ونفقد اسلوب حياتنا |
| -Japonya'dan arıyorlar, bakmam lazım. -Tamam | Open Subtitles | أنا في اليابان دلوقت لازم أرد علي المكالمة |
| Önce gerekli olanları konuşalım. Bana kalite lazım. | Open Subtitles | الآن، عندي الحاجة للسرعة انه مهم جداً , لازم |
| Ben gerçekten kendi kira payımı ödemek istiyorum ama bazı işlerle ilgilenmem gerekiyor. | Open Subtitles | وبصراحة ابي ادفع نص الاجار بس لازم اخلّص بعض الاشياء |
| Bana romantik davranmak istiyorsan, o zaman beni iyi anlaman gerekiyor. | Open Subtitles | فلو عاوز تورينى الرومانسية فعلاً يبقى لازم تفهم طبعى |
| Sadece ayrılmaları gerekmiyor, aynı zamanda bütün tanıdıklarına yalan söylemeleri gerekiyor. | Open Subtitles | مو بس لازم ينفصلون لازم يكذبون على الجميع كمان |
| Ödevini hazırlamak zorunda olduğum DNA gibi ama Parvati halanın senin DNR'n hakkında konuştuğunu duydum. | Open Subtitles | مثل ما انا لازم اسوي تقرير عن ال دي ان ار لاكن انا سمعت ابوي وعمتي بارباتي يتكلمون عن ال دي ان ار طيب هذولي مو زي بعض |
| Çünkü kaçmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لان انا كنت لازم اختفي وابعد عن مكتبي واعالج مرضاي من غرفه بموتييل |
| Biraz daha sıkı çalışmak zorunda kalacaksın çünkü beni yatağa atmak için çok şey yapman gerekecek. Öyle mi? | Open Subtitles | يبقى لازم تحاول أكتر, لان النوم معايا يتطلّب أكتر من كده بكتير |
| Bu zarif bir şekilde ilgilenmen gereken bir mesele. | Open Subtitles | هذي من الأمور الّي لازم نتعامل معها بحرفنة |
| Anlıyorum ama önce kendine kanıtlaman gereken bir şey var. En iyiyle düelloya girişmelisin. | Open Subtitles | اعتقد انى فهمت لكن لازم تثبتوا أنفسكم من خلال مبارزه |
| Yatağında kal. Ne yapıyorsun sen? | Open Subtitles | لازم الفراش ما الذي تفعله بحق الجحيم؟ |
| Zaman götü kollama zamanıydı. Paramı saklamam gerekiyordu. | Open Subtitles | دة كان وقت إني ألحق نفسي كان لازم أخبي فلوسي |
| İki gün sonra, 10 Mayıs'ta, yapımın günlük raporunda senaryonun kalanı için Marilyn'in gerekli olduğu belirtildi. | Open Subtitles | و بعد يومين، تم التسجيل في تقرير الإنتاج اليومي أن حضور مارلين لازم لما تبقى من النص |
| Bunlardan kaçınamazsın. Sert olmalısın. | Open Subtitles | يعني ما فينك تضل هربان منو و من التفكير بهل الشي لازم تقوي قلبك |