| Konu bu dünyadaki varlığınsa Lusk kendimi iyiden başka her şey olarak hissedebilirim. | Open Subtitles | لا أعتبر نفسي محظوظا أبدا عندما تكون موجودا في هذا العالم,لاسك |
| Bu gençler kargaşa çıkaracaklar, Lusk onların yarattığı şiddeti sokaklardak varlığını meşrulaştırmak için kullanacak. | Open Subtitles | هؤلاء اليافعين الذين يثورون هنا سيستخدم لاسك عنفهم ليبرر وجوده بالشارع |
| Turk'un kanını ödünç alan ve Lusk'a kendilerini sunan kişi. | Open Subtitles | شخص اقترض دم - تيرك و أستفاد من مذبح لاسك |
| Büyü malzemeleri Ed Lusk'ın kazanında bulduklarımızla aynı. | Open Subtitles | مواد التعويذة كانت جميعها نفس العناصر التي وجدناها في مرجل أيد لاسك |
| Ama sadece sana inandığım için değil. Sana değil, Lusk. | Open Subtitles | لكنني لن أصدق كلامك ببساطة لاسك |
| Lusk ve çetesi suçun her türlüsünün kitabına inanır ve hizmet ederler. | Open Subtitles | لاسك و جماعته قد ألفوا كتابا من ذنوبهم |
| Lusk değil, ama kimin kanıysa metotreksat izlerini barındırıyor. | Open Subtitles | ليس - لاسك و لكن شخص آخر دمه يحتوي على آثار من الميثوتريكسيت. |
| Eşleşme Ed Lusk değil ama başka bir kötü cadı. | Open Subtitles | التطابق لم يكن - لأيد لاسك ولكن لساحرة وضيعة |
| Duyuyorum, Bay Lusk, 6 uzun yıldır duyduğum gibi. | Open Subtitles | ويمكنني سماعها سيد (لاسك) وقد سمعتها طيلة الستة سنوات الماضية |
| Size ve Bay Lusk'a. | Open Subtitles | أنت و السيد لاسك,هنا |
| Ed, Ed Lusk? | Open Subtitles | ايد .. أيد لاسك ؟ |
| Ed Lusk, öğle yemeğinden beri görülmedi. | Open Subtitles | أيد لاسك لم يشاهد منذ الغداء |
| Yani, Ed Lusk avukat istedi. | Open Subtitles | - أيد لاسك - يطلب محامي |
| Ed Lusk hasta mı? | Open Subtitles | بأن -أيد لاسك - مريض |
| Ed Lusk'ın kazanını bulduk. | Open Subtitles | وجدنا مرجل - أيد لاسك |
| Bu çocuk, Bay Lusk. | Open Subtitles | هذا سيد لاسك |