| Sigurd iyi bir çocuktur. Yemin ederim ki bu işle bir alakası yok. | Open Subtitles | إنه فتى طيب , أقسم لك أنه لاعلاقة له بالأمر |
| Ama babanla benim aramda ne olursa olsun seninle hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | لكن مهما سيحدث بيني و بين والدكِ لاعلاقة له بكِ |
| Kitabın bizle ya da kuracağımız aileyle hiç alakası yok. | Open Subtitles | انظر ... لاعلاقة لذلك الكتاب بنا ولا بالعائلة التي سنكوِّنها |
| Telâşı seviyorsun. Telâşla ilgisi yok. Bu sadece bir iş. | Open Subtitles | لاعلاقة للأمر بالتسرع انه عمل فقط ، هذا ما افعله |
| Yaşımın bu konuyla bir ilgisi yok. | Open Subtitles | لبناء جيش آكو من الروبوتات و تكنولوجيا الشر الفا عمري لاعلاقة له بالموضوع |
| Hayır, Çin'de başına gelenlerle benim hiç bir ilgim yok oğlum. | Open Subtitles | لا , لاعلاقة لي بما حصل لك في الصين يا بني |
| Fakat ortaya çıkmasıyla hiç bir alakam yok. | Open Subtitles | ولكن لاعلاقة لي في ظهورها للعلن |
| Şef, bu kadın oğlunu arıyor. Bunun politikayla alakası yok. O sadece bir anne. | Open Subtitles | سيادة الرئيسة ، هذه السيدة تبحث عن إبنها هذا لاعلاقة له بالسياسة إنها أم |
| Dinle beni, bu onunla alakalı adamım. Hepsi onunla alakalı. Seninle hiçbir alakası yok. | Open Subtitles | اسمعني، ذلك أمرٌ يخصّه كل ذلك يخصّه، لاعلاقة لك بالأمر |
| Merak uyandıran bir şeydi ama bunun konumuzla alakası yok. | Open Subtitles | لقد كانت عملية تثبيت، ولكن لاعلاقة لذلك بقضيتنا |
| Görünen o ki, IQ'nun notlarınla pek bir alakası yok. | Open Subtitles | يبدو ان درجة ذكائك لاعلاقة لها ابداً بتحصيلك العلمي |
| Nerede yaşadığımızla bir alakası yok. | Open Subtitles | لاعلاقة للأمر بالمكان الذي نعيش به، يارجل. |
| Bunun siyah olmamla alakası yok. | Open Subtitles | لاعلاقة لذلك بلون بشرتي الأسود |
| Tatlım bunun Charlie ile hiç bir alakası yok, bunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | ...حبيبتى أنتِ تعرفين أن شارلى لاعلاقة له بهذا |
| Bunun dış dünya ile bir ilgisi yok. | Open Subtitles | خيار او بدون خيار، هذا لاعلاقة له بالعالم |
| Bizimle hiçbir ilgisi yok. | Open Subtitles | كانت السيارة مسروقة ، لاعلاقة لنا بالأمر |
| Uykusuzluğumun o uçağın düşmesiyle hiç ilgisi yok. | Open Subtitles | انام معها لاعلاقة له بما حدث على الطائرة وبتحطيمها أجزاء يا مارجريت |
| Çocuk dediğin şey kurulu halde geliyor, nasıl bir ebeveyn olduğunla ilgisi yok. | Open Subtitles | الأطفال يأتون مشاغبين سلفاً لاعلاقة لذلك بأسلوب تربيتكِ |
| Bu çok hoş olur ama bunun hala kediyle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | ذلك سيكون لطفا منك باستثناء أنّه لاعلاقة لذلك بالقطة |
| Söylemiştim sana ilgim yok diye. | Open Subtitles | . أخبرتك أنّ لاعلاقة لي بهذا |
| Bu farklı bir şey. Benim onlarla hiçbir ilgim yok. | Open Subtitles | لاعلاقة لي بهم |
| Benim bununla bir alakam yok. | Open Subtitles | لاعلاقة لي بهذا |
| O konuyla hiçbir alakam yok benm. | Open Subtitles | لاعلاقة لي بذلك الأمر |