| söyleyecek bir şeyim varsa ya söylerim ya da ağzımı açmam. | Open Subtitles | وانت على حق , اذا كان لدي شئ لاقوله علي ان اقوله او ان أغلق فمي |
| Zamanını boşa harcıyorsun çünkü sana söyleyecek başka birşeyim yok. | Open Subtitles | اتعلم , انت تهدر وقتك لاني لا املك اي شئ لاقوله لك |
| Zamanını boşa harcıyorsun çünkü sana söyleyecek başka birşeyim yok. | Open Subtitles | اتعلم , انت تهدر وقتك لاني لا املك اي شئ لاقوله لك |
| söyleyecek sözüm yok. Rochester dosyasını getirebilir misin Susan? | Open Subtitles | ليس لدي أي شيء في الحقيقة لاقوله آها سوزان هلّا جلبت لي ملف روشستر؟ |
| Bu kadar sevmiş olmana sevindim, çünkü neredeyse bitirdiğine göre, sana söylemem gereken birşey var. | Open Subtitles | انا مسرور لانها اعجبتك لان الان وانت على وشك الانتهاء عندي شيء لاقوله لك |
| - Hayır. Sana söyleyecek bir şeyim de yok, gidiyorum şimdi. | Open Subtitles | وانا ليس لدي اي شيىء لاقوله لك, اذا انا راحل |
| Bu konuda söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس عندى أى شىء لاقوله حول ذلك. |
| - Size söyleyecek hiçbir şeyim yok. - Konuşmamız lazım. | Open Subtitles | ليس لدى شىء لاقوله لك - يجب ان نتكلم - |
| Bu konuda söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس عندى أى شىء لاقوله حول ذلك. |
| Pekala, benim ne düşündüğümü biliyorsun, bu yüzden söyleyecek bir şeyin varsa, söylemelisin, ...çünkü benim söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | حسناً, تعلمين بما افكر لذا... اذا لديك اي شيء لتقوليه , قوليه , لاني لم يعد لدي شيءٌ لاقوله |
| İkinize de söyleyecek hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شئ لاقوله لكم انتم الاثنين |
| Beni bilen bilir. Aşk hakkında söyleyecek çok şeyim var. | Open Subtitles | تعرفونني , لدي الكثير لاقوله عن الحب |
| Sana söyleyecek bir tek şeyim var. | Open Subtitles | لدي شيء واحد فقط لاقوله لك |
| söyleyecek bir şeyim yok. Teşekkürler. | Open Subtitles | لا شيىء لدي لاقوله شكرا |
| söyleyecek bir şey bulamadım. | Open Subtitles | لم يعد لدى شئ لاقوله |
| Ona da söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | لايوجد لي شيئا لاقوله له ايضا |
| Size söyleyecek hiçbir şeyim yok, Bayan. | Open Subtitles | ليس لدي شيء لاقوله لك .. مدام |
| Şey, söyleyecek fazla bir şey yok. | Open Subtitles | حسنا, ليس هناك الكثير لاقوله |
| Illyria'yı yeneceği gün. - Evet! söyleyecek çok şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي الكثير لاقوله |
| Ama şimdi benim de söyleyecek bir şeyim var. | Open Subtitles | و لكن الان،لدي الكثير لاقوله |
| Bu gerçekten ilginç çünkü benim de sana söylemem gereken bir şey var. | Open Subtitles | هذا مضحك حقا لأن لدي شيء لاقوله لكي ايضا |