| Saçlarımızın nasıl da parlak ve kepeksiz olduğunu fark etmedin mi? | Open Subtitles | ألم تلحظ أن شعرنا لامعاً و خال من القشرة؟ |
| Saçlarınızı temiz, parlak ve kepeksiz tutmak ta öyle. | Open Subtitles | و أيضاً إبقاء شعركم لامعاً و خال من القشرة |
| İyi bir lidere benziyor. Saçları parlak. | Open Subtitles | تبدو مثل القائدة الجيدة شعرها يبدو لامعاً |
| Ancak bu dünya zeki doğanlar için yeterli değil, yönlendirme ve disiplin gerekiyor. | Open Subtitles | لا يكفي في هذا العالم ان تولد لامعاً انت تحتاج توجية و تهذيب |
| Parlıyorsun adamım, tebrikler. | Open Subtitles | -لقد كنت لامعاً يارجل مبروك- - تعال احصل على زجاجة يارجل- |
| Geri dönüşüm berbat. Yeni ve parlak bir fikre ihtiyacım var. | Open Subtitles | إعادة التصنيع سئ أريد شيئاً جديداً و لامعاً |
| İşte Sana parlak Bir Peni Versem Ne Dersin | Open Subtitles | خذ هذا , ما رأيك في أن أعطيك بنساً جديداً لامعاً |
| Ama şimdi geleceğimiz bir çiğ tanesindeki güneşin yansıması kadar parlak. | Open Subtitles | لقد أصبح مستقبلنا لامعاً كالشمس متألق من ندى الصباح |
| Ama şu bandajların altında çok özel, çok parlak birşey görüyorum. | Open Subtitles | ولكني أرى شيئاً مميزاً شيئاً لامعاً تحت الضمادات |
| Bak Max, O da senin parlak zırhlı şovalyen. | Open Subtitles | انظر ماكس ، إنها فارستك ترتدي درعاً لامعاً |
| Yıldızlı parlak gökyüzünün altında yatıyorum. Bu hayatın vedasından korkmuyorum. | Open Subtitles | أكمن وراء نجماً لامعاً فى السماء أنا لا اخاف مفارقة هذه الحياة |
| Yıldızlı parlak gökyüzünün altında yatıyorum, Bu hayatın vedasından korkmuyorum. | Open Subtitles | أكمن وراء نجماً لامعاً فى السماء أنا لا اخاف مفارقة هذه الحياة |
| Avanaklık ve büyülü düşünce denizinde mantığın parlak ışığıydı. | Open Subtitles | كان ضوءاً لامعاً من العقلانية في بحر السذاجة والأفكار السحرية |
| Alınmayın ama... parlak bir 2. sınıf doktor adayı... | Open Subtitles | ... لا أقصد إهانتك , طبعاً , لكن كونك طالباً لامعاً في السنة الثانية |
| Balon her şeyi daha parlak ve pırıltılı gösteriyor. | Open Subtitles | الفقاعة تجعل كلّ شيء لامعاً ومتوهجاً |
| Kaptan, öyle sanıyorum ki, mürettebat ve ben biraz daha parlak şeyler görmeyi bekliyorduk. | Open Subtitles | كابتن أعتقد أن الطاقم بمنفيهمأنا... نتوقع شيئاً لامعاً |
| Büyük bir şey ama seninki kadar parlak değil. | Open Subtitles | إنه كبير، لكنه ليس لامعاً كخاتمكِ. |
| Büyük bir şey ama seninki kadar parlak değil. | Open Subtitles | إنه كبير، لكنه ليس لامعاً كخاتمكِ. |
| Üzgünüm tatlım ama senin kadar zeki birinin böylesine basit bir hokkabazlıktan nasıl keyif aldığını aklım almıyor. | Open Subtitles | أعتذر يا عزيزتي لكنني لا أعرف كم أن هذا الشخص لامعاً ويستطيع أن يستمتع بشيء ما تافه وكأنه ألعاب سحرية منزلية |
| zeki ve gözlemci bir delikanlıya benziyorsunuz. | Open Subtitles | تبدو لي شاباً لامعاً قوي الملاحظة |
| Ayrıca, bu mankafaların arasında Parlıyorsun. | Open Subtitles | بالإضافه إلى أنك كنت لامعاً بينهم |
| O kadar parlaktı ki, geceyi gündüze çevirdi. | Open Subtitles | ملأ السماء لقد كان لامعاً جداً , حوّل الليل إلى نهار |
| Ne yani buraya gelip kendini parlatmanı mı izleyecez sandın? | Open Subtitles | ماذا تعتقد؟ أننا صعدنا الى هنا لنشاهدك تجعل جسمك لامعاً من النظافة؟ |