"لانتظار" - Translation from Arabic to Turkish

    • beklemek
        
    • bekleyecek
        
    • beklemeye
        
    En komiği de, Bu paradigmanın yıkılışı sırasında, yeni bir paradigmanın doğmasını beklemek zorunda kalmadık. TED والمثير للسخرية ان هذا احد اسباب انهيار هذا النموذج حيث لم نكن بحاجة لانتظار ظهور نموذج جديد
    Keşke babama telgraf yollanmasını beklemek zorunda kalmasak. Open Subtitles لو أننا فقط لا نحتاج لانتظار أحد يبعث إلى أبي ببرقية.
    Yahudiler bir gün, iki gün, üç gün, sıralarını beklemek zorundalardı. Open Subtitles واضطر اليهود لانتظار دورهم للموت يوم، يومين، 3 أيام
    Bu bizim tutuklamamız, hep öyle olmuştu ve şimdi anneciğinizi bekleyecek vaktimiz yok. Open Subtitles عملية الإعتقال هذه تخصنا , لطالما كانت كذلك و ليس لدينا الوقت لانتظار والدتكما
    - Vinci bekleyecek kadar vaktimiz yok. Vincin daha 2 saatlik yolu var. Oksijen seviyesi düşüyor. Open Subtitles نستطيع أن نحرر قدميها , لا, لا نملك الوقت لانتظار الونش.
    Önce arkadaşın su üstüne çıkmışsa düşmanı beklemeye son verebilirsin. Open Subtitles تتوقفين لانتظار طفو جثة عدوك عندما تطفو جثة أصدقائك أولاً
    İlk raunt için zilin çalmasını beklemek fiziksel olarak neredeyse dayanılamaz. Open Subtitles 'انها جسديا تقريبا لايطاق 'لانتظار أن جرس لعصابة للجولة الأولى.
    Boş tuvaleti öylece beklemek istemedim. Open Subtitles و لا أريد الانتظار هنا بالخارج لانتظار حمام فارغ
    Hadi bara gidelim böylece garsonu beklemek zorunda kalmayız. Open Subtitles فلنذهب لطاولة الشرب هكذا لن نضطر لانتظار النادلة
    Gelecek döneme kadar beklemek zorunda değilsin. Open Subtitles أعني لست مضطراَ لانتظار الفصل القادم أو ما شابه
    Böyle Lucille duruşmayı beklemek üzere ev hapsiyle salındığında kaçırdığı şeyleri yakalaması için Buster elinden geleni yaptı. Open Subtitles لذا، بعد أن تمّ إطلاق سراحها لانتظار المحكمة، تحت الإقامة الجبرية تأكد بأنه لم يفتها شئ فترة غيابها..
    Duruşmanı beklemek üzere Cumhuriyet mahkemelerine teslim edileceksin ve sana ne ceza verirlerse versinler bundan böyle Jedi Düzeninden çıkarıldın. Open Subtitles سوف يتم تحويلك الى محاكم الجمهورية لانتظار محاكمتك ومهما يكن العقاب الذي سوف يطبق عليكي
    Boyaması ve kuruması için beklemek zorunda kaldı. Open Subtitles اعني لا بد انها اضطرت لانتظار ان تجف اللوحة
    Masum birinin yaşamının yakın bir tehlikeyle karşılaşmasını beklemek yetmez. Open Subtitles هذا ليس كافياً لانتظار حياة بريئة أن تكون في خطر وشيك
    Kendi yeteneğine uygun hak ettiğin işi bekleyecek kadar müsaittin. Open Subtitles وكنتِ قادرة بما فيه الكفاية لانتظار الوظيفة التي اكتسبتينها، بناء على قدراتك الخاصة.
    İzni bekleyecek vaktimiz yok. Open Subtitles لا نملك وقتاً لانتظار صدور المذكّرة
    Taktik takımını bekleyecek zamanımız yok. Open Subtitles ليس بدينا وقت لانتظار الفريق التقني
    Devin uykuya dalmasını bekleyecek vaktim yok. Open Subtitles لا أملك الوقت لانتظار العملاق حتّى ينام
    Köyden gelecek desteği bekleyecek zamanımız mı var! Open Subtitles لا نملك الوقت لانتظار التعزيزات من القرية!
    Ama şu an bir polis katilini yakalamaya çalışıyorum ve personelsiz laboratuvarımı beklemeye zamanım yok. Open Subtitles إنّي حتّئذٍ سأحاول اعتقال قاتل لرجال الشرطة ولا أملك وقتًا لانتظار معملي الجنائيّ منقوص العمالة.
    Bu yağmurda beklemeye vaktim yok. Open Subtitles لا وقت لدى لانتظار انتهاء هذا المطر
    Bunu beklemeye mi hazırlanıyorsunuz? Open Subtitles وهل أعددت نفسك لانتظار ذلك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more