| Burada yeni olmam neyin ne olduğunu bilemeyeceğim anlamına gelmez. | Open Subtitles | ليس لأننى جديدة هنا, لايعنى اننى لااعرف مايجب معرفته |
| Bak, sadece birilerinin kitabımı yayınlamak istiyor olması insanların onu okuma zahmetine katlanacağı anlamına gelmez. | Open Subtitles | اوه ,كن حكيما ,ليس لمجرد ان هناك من يريد نشر كتابى .. , لايعنى ان هناك من يهتم بقراءته |
| Tarzınızı anlıyorum,bu soramayacağımız anlamına gelmez. Kamyonum nerede? | Open Subtitles | بالطريقة التى تبدو لى ذلك لايعنى أنه لا ينبغي لنا أن نسأل. |
| Durumuna fırsatçı bir anlayışla yaklaşmam ona değer vermediğim anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | فقط لأنى أخذت نهج عملى لحالتها لايعنى أنى لا أهتم لشأنها |
| Bu elele tutuşup yürüdüğümüz anlamına gelmiyor... | Open Subtitles | هذا لايعنى اننا نمشي ممسكين بأيدي بعضنا و أو نخرج للتنزه |
| Bu tabii ki bütün umudumuzu yitirdiğimiz anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | ولكن هذا لايعنى انهم تخلوا عن الأمل بالطبع |
| Benimle çıkıyor olması beni düzeceği anlamına gelmez. | Open Subtitles | لانه سيخرج معى لايعنى انه سيطارحنى الفراش |
| Dediklerimi yap. Üstüm olduğunu biliyorum ama bu her şeyi bildiğin anlamına gelmez. | Open Subtitles | اعرف أنك رئيسى ولكن هذا لايعنى أن كل ما تقوله سليم |
| Sadece başka bir Wraith olması, ona güvenebileceğimiz anlamına gelmez. | Open Subtitles | وجود رايثى آخر لايعنى أنه يمكن الوثوق بها. |
| bir şey uğruna savaşmak, mutlaka yolunuza çıkan her şeyi yok etmeniz gerektiği anlamına gelmez. | Open Subtitles | القتال من اجل شئ لايعنى بالضرورة ان عليك تحطيم كل شئ فى طريقك |
| ve bütçe kesintilerinden dolayı sadece Salı ve Perşembe günleri burada olmam bu okulun topluluğunun önemli bir parçası olmadığım anlamına gelmez, o yüzden şu andan itibaren, saygı talep ediyorum. | Open Subtitles | وهذا فقط لني اكون هنا يوم الثلاثاء والخميس بسبب التخفيضات في الميزانيه هذا لايعنى اني لست جزءا هاما |
| Sağlık kredilerini veriyor olmaları bize cephe aldıkları anlamına gelmez. | Open Subtitles | إنهم يتبرعون بأيامهم المرضية لايعنى هذا أنهم ضدنا. |
| Yani, senin onu istemen onun seni istemesi gerektiği anlamına gelmez. | Open Subtitles | لإنك تريدها ، لايعنى هذا... أنها ترغب فى عودتك |
| Bir tane sandviç, balıkçı kişiliğime ihanet ettiğim anlamına gelmez. | Open Subtitles | سندوتش واحد لايعنى , انى فشلت فى التزامى فى "اكل الخضار والسمك" |
| Bu, orada gerekenden fazla kalmanız anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | هذا لايعنى أن تقضى أى وقت إضافى أكثر مما تحتاج |
| Ben de öyle ama yine de Bilgisayar'la bir bağlantısı olduğu anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | حسناً ولا أنا ولكن هذا لايعنى أنه مرتبط بالتداخل |
| Ayrıca ailen için üzgünüm ama bu umut etmeyi bırakman anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | وأنا آسف بخصوص عائلتك ولكن هذا لايعنى أن تفقدى الأمل |
| Onu dövmen gerektiği anlamına gelmiyor, değil mi? | Open Subtitles | هذا لايعنى أنه يجب عليك قتلهم ، أليس كذلك ؟ |
| Evet, ama bu seferkinin de fos olduğu anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | نعم ، ولكن هذا لايعنى انه ليس هناك شىء |
| Öyle ama rüşvet yediğim anlamına gelmiyor bu. | Open Subtitles | هو كذلك ، هذا لايعنى أننى أقبل رشاوى |
| Yine de kullanmadığı anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | هذا لازال لايعنى انه استخدمه |