| Şehrin dışında kutu gibi bir evin, bir yarısında yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | إننى لا أريد أن أعيش فى نصف صندوق أحذية فى الضواحى |
| Dört bir yanı yalanlarla bezeli bir evde yaşamak istemiyorum! | Open Subtitles | لا أريد أن أعيش في منزل كل شيء به يُمثـِّل كـذبة كـبيرة. هل ستتوقف عن الذهـاب؟ |
| Bunalımdayken yaşamak istemiyorum diyordum. | Open Subtitles | كما تعرفين , أني عندما كنت مكتئباً قلت أنني لا أريد أن أعيش |
| Çevremdeki herkes gibi gereksizce yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أعيش من دون معنى، مثل الآخرين من حولي. |
| Katedralleri olmayan bir dünyada yaşamak istemezdim. | Open Subtitles | "لا أريد أن أعيش عالم بدون كاتدرائيات" |
| Artık korku içinde yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | حسناً ، لا أريد أن أعيش في الخوف بعد اليوم |
| Evet, bazen. Ama orada yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | نعم ، أحياناً ولكني لا أريد أن أعيش هناك |
| Ama ben olacağım istiyorsanız yarına kadar yaşamak istemiyorum | Open Subtitles | لكني لا أريد أن أعيش حتى غدٍ إذا كنت سأصبح مثلك |
| yaşamak istemiyorum, silahla beni bırakın ve endişelenmeyin. | Open Subtitles | هل أنت بخير؟ لا أريد أن أعيش أتركوني مع السلاح لوحدي |
| Artık şüphe içinde yaşamak istemiyorum o yüzden, gitmeni istiyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أريد أن أعيش مع الشك مجدداً لذا فأنا اريدك أن تغادر. |
| Birinin fişini çekmiş şekilde yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أعيش و أنا ساحب القابس على شخص ما. لا. |
| - Çocuklarım burada büyürken başka bir yerde yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | حسنا, لا أريد أن أعيش فى مكان وأطفالى يعيشون فى مكان أخر |
| Dostum, bir grup erkekle yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | يا رجل، انا لا أريد أن أعيش مع مجموعة شباب |
| - Görüşüyor da olabilirsin çünkü ben hep böyle düşüneceğim ve bu şekilde yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | لكنك قد تفعل , وانا سأشك دوماً أنك تفعل وأنا لا أريد أن أعيش بهذه الطريقة |
| - Bak, bak... Hayatımı, daha sonrasında ne olacak diye endişe içinde yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أعيش حياتي قلقا دائما مما يمكن أن يكون في الزاوية القادمة |
| Biz birbirimize aitiz ve senin olmadığın bir dünyada yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | نحن ننتمي إلى بعضنا وأنا لا أريد أن أعيش في هذا العالم من غيرك |
| Kültürel okur yazarlığın (çn.genel kültürün)... özel bir kaç kabiliyetle yer değiştirdiği bir dünyada yaşamak istemiyorum, hiç birimizin uygarlığımızı birbirine bağlayan ortak birlikteliklerden haberdar olmadığımız bir dünyada... | TED | لا أريد أن أعيش في عالم حيث يتم استبدال محو الأمية بهذه الفقاعات من التخصص، لذلك لا أحد منا يعرف عن الجمعيات العامة التي كانت تربط حضارتنا معا. |
| Ben böyle bir dünyada yaşamak istemiyorum. | TED | وأنا لا أريد أن أعيش في مكان كهذا |
| O kadar uzun yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | . أنا لا أريد أن أعيش هنا كثيرا |
| Onun hayatını yaşamak istemezdim. | Open Subtitles | لا أريد أن أعيش ... مثل حياته |
| Kocan olmadan bir gün daha geçirmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أعيش يوماً آخر من دون أن أكون زوجك |