| Özür dilerim ama şu anda hiçbir şeyi garanti edemem. | Open Subtitles | أنا أسف لكنني لا أستطيعُ ضمان أيُ شيء بِهذه اللحظة |
| Onun gibi değilim, duygularımı belli edemem. | Open Subtitles | أنا على عكسها لا أستطيعُ التعبير عن مشاعري |
| Neden onu düşünmeden edemiyorum? | Open Subtitles | لماذا بحق الجحيم لا أستطيعُ أَن أتوقّفُ عن التفكيرُ بها؟ |
| Yapamam. Büyük.Cesur. Ormanlar kraliçesi. Hadi, Ursula. | Open Subtitles | لا أستطيعُ عمل هذا ملكة الغابة شجاعة كبيرة هيا، أورسولا |
| Onu düşünmekten kendimi alamıyorum. sanırım bir doktoro görünmem gerekiyor. | Open Subtitles | لا أستطيعُ التوقف عن التفكير بها أعتقدُ بأنه يجبٌ عليّ رؤية طبيب |
| - Yani, gülümsememe engel olamıyorum. | Open Subtitles | أعني أنّني لا أستطيعُ التوقف عن الإبتسام |
| Şu anda telefona cevap veremiyorum lütfen mesajınızı bırakın, müsait olur olmaz size döneceğim. | Open Subtitles | لا أستطيعُ الرد الآن, ولكن أرجو منك أن تضع رسالة,وسأقوم بالأتصال بك في أقرب وقت ممكن. |
| Seninle aynı cezaevinde daha fazla kalamam. | Open Subtitles | لا أستطيعُ البقاء في نفس السجن .معكَ لفترةٍ أطول |
| Başındaki dert her neyse, ben ona yardım edemem. | Open Subtitles | أياً كان ما يتعاملُ معة , لا أستطيعُ المـساعدة |
| Bilmezsem, sana yardım edemem. | Open Subtitles | لا أستطيعُ مسّاعدتُكِ ما لم أعرف |
| Aynı hataları tekrarlamaya devam edemem. | Open Subtitles | لا أستطيعُ الوقوع في أخطائي مجدداً. |
| Söylemezsen sana yardım edemem. | Open Subtitles | - لا أستطيعُ المساعدة إذا لم تخبرني - لقد ساعدتني بما يكفي، يامات |
| - Bunu kabul edemem. | Open Subtitles | -اسمع أنا لا أستطيعُ قُبُول هذا |
| Seninle beraber dua edemem... | Open Subtitles | لا أستطيعُ الصلاةَ معَك |
| Seni düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيعُ أن أتوقف عن التفكير بكِ هذا كل ما أفكر به ولا أعلم مالذي يجب علي فعله |
| Düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيعُ التَوَقُّف عن تَفكير في هذا الأمر |
| Bu yüksek güvenlikli bir hesap, gönderme numarasını tanımadığı için parayı transfer edemiyorum. | Open Subtitles | هو حساب ذو أمن عالي، أنا لا أستطيعُ تحويل المال لم يتعرف علي خانه العدد المقرر. |
| Kızlarla takılıp dolaşmayı tercih ediyorum ama bunu Yapamam, değil mi? | Open Subtitles | أُفَضِلُ أن أكون أستمتعُ معَ بعضِ الفَتيات و البيرة، لكني لا أستطيعُ ذلك صح؟ |
| Yapamam. Bir doktor bulmalıyım. Tedavi olmalıyım. | Open Subtitles | لا أستطيعُ الذِهاب ، أبحث عن طبيب إنني بحاجة للعلاج لا أستطيع الذهاب |
| Net bir cevap alamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيعُ الحصول على أجابة مباشرة |
| Nefes alamıyorum! | Open Subtitles | أه، لا أستطيعُ التنفس |
| Yapma dediğinde yapmamam gerekir biliyorum ama kendime hakim olamıyorum. | Open Subtitles | أعرفُ أنهُ لا يجب أن أتحدثَ معكِ هذا، لكنّ لا أستطيعُ السَيْطَرَة على نفسي. |
| Nasıl ameliyatına ihtiyacım var ama olamıyorum çünkü buradaki her şeyi benim yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | أحتاجُ إلى جراحة الوكع، لكن لا أستطيعُ عملها لأنّهُيجبُأن أفعلكلّ شيء هنا . |
| Evet, nereden başlayacağıma karar veremiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيعُ حتى أن اقرر من أين أبدأ |
| Tami olmadan, ufak kararları bile veremiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيعُ حتى إتخاذ أصغر (قراراتي من دون (تيمي |
| Lokantaya geç kalamam. | Open Subtitles | لا أستطيعُ التأخر عن محل الكعك |