| Burada yapacaklarını görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | في الواقع ، إنه مضحك نوعاً ما لا أستطيع الإنتظار لأرى ماذا ستفعلين هنا |
| Tatlının ne olduğunu görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع الإنتظار لأرى ماذا يوجد للتحلية |
| "Eşinle ve çocuklarınla tanışmak ve tepenin üstündeki evini görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الإنتظار لأرى زوجتك وأطفالك ومنزلك الكبير فوق التل المتحمس |
| Büyük babamın bir kaç kıç tekmelemesini görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الإنتظار لأرى جدّي يركُل بعض المؤخرات. |
| - Bunu yapanı kelepçelenmiş görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الإنتظار لأرى من فعل هذا في الأصفاد |
| Sergisini görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الإنتظار لأرى معرضها |
| Elena'nın yüzündeki ifadeyi görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | (لا أستطيع الإنتظار لأرى النظرة على وجه (إلينا |
| Ne olduğunu görmek için sabırsızlanıyorum! | Open Subtitles | لا أستطيع الإنتظار لأرى ما هيّ! |