| Evet, çok hoş. Ben de isim seçmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أجل ، جميل للغاية لا أستطيع الانتظار حتى أختار اسماً |
| Ona çıkma teklif etmek için sabırsızlanıyorum! | Open Subtitles | لا أستطيع الانتظار حتى أسألها الخروج معي |
| Gelecek seferki seans için sabırsızlanıyorum. Bu onlara ağzının payını verecektir. | Open Subtitles | لا أستطيع الانتظار حتى جلسةالمصارحة القادمة سأقوم بإخراسهم جميعا |
| Nasıl gittiğini duymak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الانتظار حتى أسمع كيف تجري الأمور |
| Hayır gelecek döneme kadar bekleyemem. Mezun olmak için tek ihtiyacım bu staj ve ben hamileyim. | Open Subtitles | لا، لا أستطيع الانتظار حتى الفصل القادم هذا آخر متطلباتي للتخرج وأنا حامل |
| Bende seni görmek için sabırsızlanıyorum. Pazar. Tamam, teşekkürler, hoşça kal. | Open Subtitles | أجل ، لا أستطيع الانتظار حتى أراك أيضاً يومالأحد،حسناً،شكراً إلىاللقاء . |
| Yeni erkek arkadaşınla tanışmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | نعم ، لا أستطيع الانتظار حتى اقابل حبيبك |
| Henüz tanışmadığınız yeni dostlarımla sizi tanıştırmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الانتظار حتى أقدّمكم .. لأصدقائي الآخرين الذين لم تلتقوا بهم بعد |
| O tabloyu duvarıma geri koymak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الانتظار حتى أعلق اللوحة على جداري مرة اخرى. |
| O çok harika şeyi görmek için sabırsızlanıyorum! | Open Subtitles | لا أستطيع الانتظار حتى رؤية الشيء الرائع للغاية |
| Eve dönmen için sabırsızlanıyorum... ve seni sonsuza kadar seviyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الانتظار حتى تعود الى المنزل وأنا سأظل أحبك حتى الموت |
| Yakışmış. Onu görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | .ينُاسبه الاسم .لا أستطيع الانتظار حتى أراه |
| Eve gitmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الانتظار حتى العودة للمنزل |
| Yatak odanı görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الانتظار حتى أرى غرفة نومك |
| Florida'ya gitmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الانتظار حتى أصل إلى فلوريدا |
| Filmi görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الانتظار حتى أرى هذا الفيلم |
| Monger'in suratına bunu sürtmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الانتظار حتى أسخر من مونجر |
| Seninle evlenmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الانتظار حتى أتزوجكِ |
| Manşet olana kadar bekleyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع الانتظار حتى يصل هذا للصحافة |
| "Mike gelene kadar bekleyemem." | Open Subtitles | "لا أستطيع الانتظار حتى يأتي مايك |
| Büyüyene kadar bekleyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع الانتظار حتى اكبر. |