| Her zaman bu engelleri aşacağınızı söyleyemem ama denemezseniz ne olacağını asla bilemezsiniz. | TED | لا أستطيع القول أنكم ستتغلبون دومًا على تلك العقبات. ولكني سأخبركم، ستُدانون إن لم تحاولوا ذلك. |
| Haneye tecavüz olayını planladıklarını tam olarak kanıtlayan şeyler olduğunu söyleyemem ama buna oldukça yakın şeylerdi. | Open Subtitles | لا أستطيع القول أنها كانت لتؤكد أنهم قد خططوا للإقتحام و لكنها كانت ستثير الكثير من الشكوك |
| Şu anda bunun doğru olduğunu söyleyemem. Gerçekten. | Open Subtitles | الفي، لا أستطيع القول أن هذا شيء صحيح في هذه المرحلة من حياتي |
| Yani, hayır ama onların durumunda olsaydım aynı şeyi yapmazdım da diyemem. | Open Subtitles | هل تظن أنهم فعلوا الصحيح ؟ أعني لا لكنني لا أستطيع القول |
| Kızını incitecek mi, incitmeyecek mi, bir şey diyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع القول إن كان سيقوم بإيذاء ابنته أم لا |
| Düşündüm dersem yalan olur. Her zaman için yapmak isteyeceğim başka bir şeyler vardı. | Open Subtitles | لا أستطيع القول بأني فكرت فهناك دومًا شيء أودّ القيام به |
| - Öyle olduğumu söyleyemem. Bak, buraya geldik çünkü... | Open Subtitles | لا أستطيع القول بأنني كذلك لقد أتينا إليهنا لأنه |
| Daha iyi inceleme cihazları olmadan, çok bir şey söyleyemem. | Open Subtitles | بدون أجهزة تصوير أفضل، أنا لا أستطيع القول بالتأكيد. |
| - Efendim, sana telefonda bir şey söyleyemem. Derhal buraya gelin, | Open Subtitles | لا أستطيع القول لك عبر الهاتف أرجوك احضر فوراً |
| Ona benim çıplak olduğumu söyleyemem, çünkü o beni çıplak görebilir. | Open Subtitles | لا أستطيع القول أنني عار لأنه يمكنها رؤيتي عار |
| Bak, bak, bak. Şaşırdığımı söyleyemem. | Open Subtitles | حسناً، حسناً، حسناً لا أستطيع القول بأنني متفاجيء |
| Pekala, kesin söyleyemem ama beyaz hücre sayıları büyük ölçüde azaldı. | Open Subtitles | حسنا. لا أستطيع القول أنني متأكدة لكن تعداد كريات دمها البيضاء ينخفض |
| Hareket edip etmediğini burdan söyleyemem. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع القول من هنا ما إذا كان يتحرك أو لا. |
| Tam olarak söyleyemem ama, yakın gelecekteki tüm ihtiyaçlarınızı fazlasıyla karşılayabilir. | Open Subtitles | لا أستطيع القول تحديدا لكنه سيغطى احتياجاتك المستقبليه |
| Şey, ihtiyaç duymadığımı söyleyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع القول بأني لا أشعر بتلك الحاجة |
| Bu küçük aracı özleyeceğimi söyleyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع القول أنني سأشتاق هذه الآلية الصغيرة |
| Dolapların hangisinde ne olduğunu size söyleyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع القول لك ماذا يوجد في أي من هذه الخزائن |
| - Doğru da diyemem, doğru değil de. - Ama söylentiler var. | Open Subtitles | لا أستطيع القول بأنها الحقيقة ولاأريدالقولبأنهاغيرذلك. |
| Bu şey hakkında bir şey diyemem, Japonların şans tılsımı.... | Open Subtitles | كلا لا أستطيع القول ما هي ؟ تمائم حظ يابانية ؟ |
| Dersi alamadığım için üzüldüm dersem yalan olur. | Open Subtitles | لا أستطيع القول أنني أفتقد ، هذا الجزء |