| Onunla bir daha konuşamamayı hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تصور أنـي لـن أتحدث إليهـا مرة أخرى. |
| Ama ben yokken ne yapacaksın? hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | ولكن ماذا ستفعل عندما لا اكون بجانبك, لا أستطيع تصور ذلك |
| Birinin onu gammazlayacağını hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تصور أي أحد .يودّ التبليغ عنه |
| Bundan 500 yıl sonra her yanımızın robotla çevrili olmadığı bir dünya hayal edemiyorum. | TED | عندما أنظر إلى المستقبل, فإنني لا أستطيع تصور العالم بعد 500 عام من الآن , في حالة لاتتواجد فيها الروبوتات في كل مكان |
| Ve şunu farkettim; galiba kendinizi düşünüyorsunuz. her şey gayet iyi, ama kamu düzeni için inanılmaz derecede önemli bir durum var ve orada işe yaradığını hayal edemiyorum. | TED | هذا كله جميل ولكن هناك سياق في غاية الأهمية بالنسبة للسياسات العامة و لا أستطيع تصور أنها ستعمل هناك و أساسا إذا لم يظهر لي أنها تعمل هنا |
| Bir kuyuda öyle yalnız olabileceğimi düşünemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تصور كيف يعيش شخص داخل بئر بمفرده |
| Kızını kaybetmenin ne kadar zor olduğunu hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تصور مقدار القسوة... عليكِ لفقدانكِ ابنتك |
| hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تصور هذا |
| Neal'ın yaşadıklarını hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تصور ما يمر به (نيل). |
| hayal edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تصور ذلك |
| Bunun ne kadar acı verici olduğunu hayal edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تصور كم هذا مؤلماً |
| Benim çocukların Glee kulübüne katıldıklarını düşünemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تصور أن أحداً منهم سينظم إلى نادي الغناء |
| Benim gibi nevrotik biri için daha gergin bir durum düşünemiyorum. | Open Subtitles | لشخص مصاب بالعصاب مثلي ، لا أستطيع تصور فكره مرهقه |