| - Benimkinden birşey duyamıyorum. - Aletten olduğuna emin misin? | Open Subtitles | لا أسمع شيئا بسماعتي هل أنت متأكد من الأجهزة ؟ |
| Aslında bu tarafta oturmayı yeğlerim, bu kulağımla pekiyi duyamıyorum. | Open Subtitles | بالواقع أفضّل الجلوس هنا، لا أسمع جيداً عبر هذه الأذن |
| Nefes almıyor. Bebeğin kalp atışlarını duyuyorum ama Hayley'ninkini duyamıyorum. | Open Subtitles | إنّها لا تتنفّس، أسمع نبض الجنين، لكنّي لا أسمع نبضها. |
| Hiç de duymadım. Tabi karımın anlattığının dışında. Karım bunu bir filmde görmüş. | Open Subtitles | أنا لا أسمع عن حتى أي شئ، ماعدا عندما زوجتي تخبرني الصور المؤثرة. |
| Ben isyan görmedim ve duymadım. | Open Subtitles | لا أعرف عما تتحدث لا أسمع أو أرى أي أعمال شغب |
| Polis falan duyduğum yok benim! Arkada yüz bin dolar bıraktık! | Open Subtitles | لا أسمع أي شرطة أوغاد لقد تركنا قرابة 100 ألف، هناك |
| Ama size kuralları söylemiştim. Suç içeren bir şey duymadığım sürece-- | Open Subtitles | لكني أخبرتك بالقواعد هنا طالما أنني لا أسمع عن أي شيء يؤذي... |
| Benim hakkımda ima ettiğin şu şeyleri duymadığımı filan mı sanıyorsun,nasıl yaşadığımı mesela? | Open Subtitles | هل تعتقد بأني لا أسمع كل تلك التعليقات المتذاكية التي تقولها عني ؟ و عن كيفية حياتي ؟ |
| Bazen dersi dinlemiyorum ve yapmam gereken ödevleri yapmıyorum. | Open Subtitles | احيانا انا لا أسمع جيدا ولا أقوم بواجباتى كام يجب |
| Tamam ama hâlâ yeterince fikir duyamıyorum. | Open Subtitles | حسناً . ولكني مازلت لا أسمع ما يكفي من الأفكار |
| Tanrıya şükür, tek kelime bile duyamıyorum. | Open Subtitles | الحمد لله، لا أسمع أيّة كلمة ممّا تقولينه. |
| Bu hayattaki her şeyi kaybedebilirsiniz, sevdiklerinizi sizi sevenleri artık eskisi kadar iyi duyamıyorum. | Open Subtitles | في هذه الحياة يمكن أن تخسر كل شيء تحبه وكل من يحبك والآن لا أسمع الجيدة كما أعتدت وأنسى أشياء |
| cevap topu sizde, ama cevabınızı duyamıyorum. | Open Subtitles | أرى أنكَ تحمل كرة الإجابه لكني لا أسمع الإجابه |
| Geri götür lütfen. - Ne dediğini duyamıyorum. - Antika o. | Open Subtitles | لا أسمع ما تقوله - إنّه قطعة أثرية، وليس للجلوس - |
| Kalbini ellerimde tutuyorum ve onu küle çevirmemen için tek bir neden bile duyamıyorum. | Open Subtitles | لأنّي أمسك قلبكِ في يدي و لا أسمع سبباً واحداً يمنعني مِنْ تحويله إلى رماد |
| Ben isyan görmedim ve duymadım. | Open Subtitles | لا أعرف عما تتحدث لا أسمع أو أرى أي أعمال شغب |
| Fakat hiç silah sesi duymadım. | Open Subtitles | لكني لا أسمع أي طلقات في المصرف وأنا متأكد من ذلك |
| Değildi. Ben bir şey duymadım. Sen delirmişsin. | Open Subtitles | كلا ، لا أسمع شيئاً ، أنت مجنونة، هل تتزوجيني؟ |
| Tuhaf, çünkü ötekilerden bir şikayet duymadım. | Open Subtitles | هذا غريب، لأنني لا أسمع شكاوي من الآخرين |
| Sahnedeyken tüm duyduğum şu: | Open Subtitles | عندما أصعد على خشبة المسرح، لا أسمع غير ذلك. |
| Çığlık duymadığım zaman endişelenmeye başlarım. | Open Subtitles | عندما لا أسمع صراخاً حينها أبدأ بالقلق |
| Delikanlı, bana ne duyup ne duymadığımı öğrenciler söyleyemez. | Open Subtitles | الطلبه لا يخبرونى ماذا أسمع أو لا أسمع |
| - Tanrı'm! dinlemiyorum seni! | Open Subtitles | أنا لا أسمع هذا من المحتمل أنك تظن أننى لا أرى هذا |
| Sesler duymuyorum ki. | Open Subtitles | أنا لا أسمع أصوات وهمية. |
| Senden haftalardır haber alamıyorum ve sen evime gelip bana seni uzaklaştırdığımı mı söylüyorsun? | Open Subtitles | لا أسمع منك لأسابيع وتأتي لبيتي وتتصرف وكأنني أنا من يتحاشاك؟ -ما هذا؟ |