| Bunu tanıyanınız var mı bilmiyorum. | TED | الآن لا أعرف إذا كان أي شخص يعرف من هو هذا. |
| Bankaları bilirsiniz, aranızda hiç bankacı var mı bilmiyorum, şimdiden özür dilerim, ama bu dünyadaki en iyi iş. | TED | كما تعلمون البنوك، وأنا لا أعرف إذا كان هناك مصرفيّون من بيننا، أنا أعتذر لهم مقدّما، ولكن هذا أفضل عمل في العالم. |
| Şahsen böyle bir durumun tekrarlar mı bilmiyorum ama ederse de, hepimiz cehennemde bir hayatı hak ediyoruz demektir. | Open Subtitles | ل شخصيا لا أعرف إذا كان هذا النوع من الحالات يمكن أن يعيد نفسه, ولكن إذا كان كذلك, نحن جميعا يستحقون الحياة في الجحيم. |
| Burada başka Dominik asıllı kişilerin olup olmadığını bilmiyorum,ama, Juan Enriquez'in dün burda olduğunu biliyorum. | TED | لكني لا أعرف إذا كان هنالك أي دومينيكيين هنا . لكن أعرف أن خوان إنريكيز كان بالأمس هنا. |
| Bizim için uygun zaman mı bilemiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف إذا كان هذا هو الوقت المناسب لكلينا |
| Bir adam uzakta kim olduğunu alabilirsiniz eğer bilmiyorum demektir. | Open Subtitles | هذا يعني أنني لا أعرف إذا كان بإمكان الرجل أن يهرب من واقعه |
| Dürüst olmak gerekirse, bir hayalim olduğunu bile bilmiyordum. | Open Subtitles | وبأمانة، لا أعرف إذا كان لدي حلم |
| Kız arkadaşa zamanı olduğunu sanmıyorum. Üzgünüm. | Open Subtitles | هو مشغول جداً جداً , أنا حتى لا أعرف إذا كان لديه وقت لصديقة |
| Buna izin var mı bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف إذا كان هذا مقبولاً فى المبنى أو لا |
| Bu şeye kablolu yayın bağIı mı bilmiyorum. Ama sanmam. | Open Subtitles | لا أعرف إذا كان هذا الشئ يصل إليه الكابل , أشك في ذلك |
| İyi. Buzdolabımda yeterince yiyecek var mı bilmiyorum. | Open Subtitles | هذا جيد أنا لا أعرف إذا كان لدي شئ في البراد |
| Zamanımız var mı bilmiyorum. | Open Subtitles | أوه، آه، أنا لا أعرف إذا كان لدينا الوقت. |
| İçinde bana bir yer var mı, bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أعرف إذا كان هناك مكان مناسب لى. |
| Bende var mı bilmiyorum, Jack. Ama dur da, dosyalarıma bir bakıyım. | Open Subtitles | لا أعرف إذا كان لدى ذلك، جاك، ولكن اسمحوا لي أن تحقق من سجلات بلدي. |
| Buranın dışında yaşayabileceğim bir yer var mı bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف إذا كان لديّ حياة خارج هذا المكان |
| Doğru olup olmadığını bilmiyorum, ama o kadar emin söyledi ki umurumda değil. | Open Subtitles | أنا لا أعرف إذا كان صحيحا ، لكنه قالها بقدر كبير من الثقة ، لا يهمني ذلك. |
| Hata veya kasıtlı olup olmadığını bilmiyorum ama tüm bunlar evlenemediği için oldu. | Open Subtitles | لا أعرف إذا كان هذا خطأ أم عن قصد ولكن كل هذا حدث لأنه لم يستطع أن يفعل ذلك فيما سبق |
| Eee, şu anın iş konuşmak için uygun yer ve zaman olup olmadığını bilmiyorum ancak... | Open Subtitles | اه، وأنا لا أعرف إذا كان هذا هو المكان المناسب أو الوقت لإجراء محادثات تجارية؟ |
| Bu tutar mı bilemiyorum Missy... | Open Subtitles | لا أعرف إذا كان هذا سيصلح يا ميسي |
| - Hisleri karşılıklı mı bilemiyorum. | Open Subtitles | يعني أنا لا أعرف إذا كان وبالمثل، ولكن... - كما تعلمون، أنا... |
| Bu iyi çalışır eğer bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف إذا كان هذا يعمل بشكل جيد. |
| Dürüst olmak gerekirse, bir hayalim olduğunu bile bilmiyordum. | Open Subtitles | وبأمانة، لا أعرف إذا كان لدي حلم |
| Basketbol takımları olduğunu bile bilmiyordum. | Open Subtitles | لا أعرف إذا كان لديهم فريق كرة السلة |
| Hiccup, yeterli ip ve sarmaşığımızın olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | هيكب ، أنا لا أعرف إذا كان لدينا ما يكفي من حبال الكروم |