Evet işyerindekiler her Cuma T.G.I'ya gidiyorlar, ancak ben orayı hiç sevmiyorum. | Open Subtitles | الكل في العمل ذهب إلى تي جي لكني لا احب ذاك المكان |
Normalde şu modern şeyleri pek sevmiyorum ama bir sabah annemi uyanırken çekmiştim ve artık insanları ansızın çekmeye bayılıyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة انا لا احب هذه الأشياء الحديثة لكن التقط صورة لأمي في لحظة الأستيقاظ و الآن احب صور المفاجئات |
Bak, bundan senden daha fazla hoşlanmıyorum, Kee, ve durum daha da kötüleşecek. | Open Subtitles | انظر, أنا لا احب فعل هذا بقدرك, كيي و هذا الوضع سيزداد سوءاً |
Sürekli konuşan tiplerden hiç hoşlanmam. Bütün konuşmayı kendim yapmaktan hoşlanırım. | Open Subtitles | لا احب فعل هذا للاشخاص كثيروا الكلام لاني احب كثرة الكلام |
Oraya gittiğimizde raporlarına geçiyor olmamız hâlâ hoşuma gitmiyor ama. | Open Subtitles | لا زلت لا احب ظهورنا على حالتهم عندما نذهب اليهم |
- Bu kadından asla hoşlanmadım. Buyurun, Bayan Hudson. | Open Subtitles | انا لا احب هذه المرأة مطلقا ادخلى يا سيدة هدسون |
Pek sevmiyorum ama Banksy sana isim takınca kimse kolay kolay unutmuyor. | Open Subtitles | لا احب هذا الاسم, لاكن عندما بانكسي يعطيك اسم مستعار, يلتصق بك. |
Şimdi, bu soruyu sevmiyorum çünkü son 50 yıldır gıda sistemimizin mantığını belirliyor. | TED | والآن أنا لا احب هذا السؤال لانه يحدد المنطق الذي يقوم عليه نظام غذائنا لمدة ال50 عام المنصرمة |
Böyle bir hayatı sevmiyorum. Artık canıma tak etti. | Open Subtitles | انا لا احب هذا النوع من الحياة، لقد اكتفيت |
Rus haberlerini sevmiyorum, ayrıca çok sıcak ve... insanlar tatilden önce kendilerini salıveriyorlar. | Open Subtitles | فأنا لا احب موقف الروس أضف إلى ذلك أن الجو حار والناس يميلون للبيع قبل العطلة |
Lütfen. Hastanelerden hiç hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | أرجوك، أنا حقاً لا احب المشفى أريد أن أخرج من هُنا |
Doğrusunu söylemek gerekirse, artık yaşamıyorlar... gerçekten de bu konuda konuşmaktan pek hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | ان أقول لكي الحقيقة انهم لا يعيشون بعد الآن, لذلك لا احب التحدث عن ذلك |
Hastaların odalarının bu şekilde olduğunu görmekten hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | لا احب ان اشاهد المرضى يستخدمون حجراتهم كما هذه |
Şu anda götümde çok büyük bir acı var. Böyle şeylerden hiç hoşlanmam. | Open Subtitles | الان انا لدي هذا الالم في مؤخرتي وانا لا احب اشياء في مؤخرتي |
Burada hesaplamam lazım ama hesaplamaktan hoşlanmam. | TED | يجب ان اقوم بالحساب,في الواقع لا احب القيام بالحساب. |
Çalışanlarımdan biri tarafından öldürüldüğünü düşünmek hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | سيد جراهام, لا احب ان افكر فيك مقتولا على يد أحد العاملين عندى |
Burada oturmak hoşuma gitmiyor. Ben de evde yatağımda olmayı yeğlerim. | Open Subtitles | انا ايضا لا احب الجلوس هنا, بل افضل اكثر النوم فى بيتى |
Bundan hoşlanmadım, Grady. Akıllanıyorlar. | Open Subtitles | لا احب ذلك كرايدي انها تصبح اذكى هذا ما تفعله |
Bunu sevmedim. | Open Subtitles | انا لا احب المحال انهم لا يعاملون الناس بلطف |
Göçmen Bürosu yetkilileri yukarıdalar ve onları fazla bekletmek istemiyorum. | Open Subtitles | ضباط الهجره في الردهه وانا لا احب الاحتفاظ بهام منتظرين |
"Onları hiç sevmem Sam-I-Am. Yeşil yumurta ve salam sevmem. | Open Subtitles | انا لا احبهم انا لا احب البيض الاخضر واللحم |
Ailemi kaybettiğimden beri geceleri sevmediğimi biliyorsun. | Open Subtitles | انت تعلم انى لا احب الليل منذ ان مات والداى |
Ayrıca, cesetleri taşıma işi de hiç hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | وكذلك لا احب فكرة انك و ضعت تلك الجثث هناك |
Fakirlikten nefret ediyorum. Delikanlı diye çağırılıp emir verilmesinden nefret ediyorum. Niye, çünkü bana ufak bir bahşiş vermiş. | Open Subtitles | انا لا احب ان اكون فقيرا, ولا احب ان ينادينى الناس ب يا ولد,فقط |
Hayır amca, çalışanlarına kötü davrananları pek sevmem. | Open Subtitles | لا ,ياعم عندما يسيء احد التصرف مع زملائه أنا لا احب ذلك؟ |
Tarzını, görüşlerini ve espri anlayışını beğenmiyorum. | Open Subtitles | انا لا احب اسلوبك ولا سياساتك ولا حس الفكاهة عندك |