"لا بأس به" - Translation from Arabic to Turkish

• Fena değil
• İdare eder
• Fena değildi
• Fena sayılmaz
• sorun yok
• önemli değil
• sorun değil

Ah, boş ver.Belki hep yanında olduğum içindir ama görünüşün Fena değil.
اه، لا يهم، ربما لإنني بجانبك دائماً، لكن مظهرك لا بأس به.

Pekâlâ, Fena değil. Onu listenin başında tutun. Sıradaki
حسناً، لا بأس به فلنضعه في أعلى اللائحة، التالي

Çok cesur olduğunu görüyorum. Zekası da Fena değil.
أرى كثيراً من الشجاعة وعقل لا بأس به أيضاً

Biraz adi, biraz geveze ama idare eder.
دنيء بعض الشيء، وكثير الكلام، لكن لا بأس به.

Teşekkürler. Fena değildi. Biraz sıkıcıydı.
شكراً لك, كان رقصي لا بأس به ومملاً بعض الشيء

Fena sayılmaz. Batı sahili için en azından.
لا بأس به بالنسبة للساحل الغربي

Ve onu hayatı haline getirmiş. Bu doğru. Bir sorun yok.
وجعلك ذلك حياته , وذلك لا بأس به , ذلك صحيح

Çünkü bazen insanlar seninle oynamak istemez ama bu önemli değil.
لانه احياناً الناس لا تريد اللعب معك وهذا لا بأس به

Gerçekten çok hoş dostum. Neyse işte, Fena değil.
ـ هذا لطيف جداً يارجل ـ أيا يكن ، لا بأس به

Ama,bir kalp haritası için, hiç Fena değil,değil mi?
ولكن يظل لا بأس به بالنسبه لخريطة القلب،صح؟

Hiç Fena değil.
لا بأس به حقًّا، المالكة لديها متاجر في ?"?

Fena değil. 39. Caddedeki daha ucuz.
لا بأس به انما الآخر في شارع 39 أرخص

- Bir Hıristiyan keşiş için Fena değil. - Evet, gerçekten çok iyi.
لا بأس به كراهب محب للسلام - نعم، إنه بارع تماماً -

Demek istediğim, sanırım görüşünü Fena değil.
أعني، أعتقد أن مظهره لا بأس به

Fena değil Denizci.
أداء لا بأس به يا جندي البحرية

Bir makine için Fena değil ha?
عمل لا بأس به بالنسبة لآلة، صحيح؟

- İdare eder ama bir kasabın harika kollarını bir müzik aleti üzerinde heba etmesi yazık olur.
كان لا بأس به , ولكن سيكون من العار أن تضيعي مثل أذرع الجزار هذه على آلة موسيقية

Benim güzel, onun idare eder göründüğü mü?
الصورة التي ابدو بها جيدة و هو لا بأس به

- Fena değildi.
سرعة خروج مُوَفقة هناك أمر لا بأس به

- Fena sayılmaz.
-مظهرها لا بأس به

Kollarda sorun yok, ve bunu yetkili biri olarak söylüyorum.
الساعد لا بأس به وأنا أقول ذلك وأنا متأكده تماما

Yani, tek yaptığımız günah işlemek, önemli değil.
أعني، فالنتأمل هذا الذنب الذي قد أرتكبناه، لا بأس به

Böyle bir evde yalnız olsam sorun değil. Ama çocuklar var.
عندما كنت أقطن وحدى كان المنزل لا بأس به ولكنه ليس كذلك والأطفال معى