| Ne yaparsan, bu çantayı gözünün önünden ayırma. | Open Subtitles | مهما كان ما تفعله, لا تبعد هذه الحقيبة عن نظرك |
| Gözlerini Son Taek Soo'dan bir dakika olsun ayırma. | Open Subtitles | لا تبعد عينك عن سون تاك سو ولو لثانية حتي |
| Gözlerini benden ayırma. İzle şimdi. | Open Subtitles | لا تبعد نظرك من وجهي، راقب الآن |
| Bu gezegen yıldızından uzak olmayan bir yerde; yani sıcaklığı yaşam için uygun olabilir. | TED | الكوكب يوجد داخل منطقة لا تبعد كثيرا عن النجم لهذا فالحرارة قد تكون مناسبة للحياة |
| Uçarken, buradan fazla uzak olmayan bir üs görmüştüm. | Open Subtitles | عندما كنت محلقا رأيت قاعدة لا تبعد كثيرا عن هنا |
| Neden şu silahı bırakmıyorsun? | Open Subtitles | لذا لم لا تبعد ذلك؟ |
| Neden şu silahı bırakmıyorsun? | Open Subtitles | لذا لم لا تبعد ذلك؟ |
| - Efendim? Mücahitlerin yerini sapta. - Gözlerini onlardan ayırma. | Open Subtitles | لا تبعد عينك عن مولد الدبوس |
| Gözünü benden ayırma! | Open Subtitles | لا تبعد عيناك عني |
| Gözlerini üstünden ayırma. | Open Subtitles | لا تبعد عينك عنه |
| Ayrıca sakın kemiği gözünün önünden ayırma. | Open Subtitles | و لا تبعد تلك العظمة عن نظرك |
| Gözünü Walker'dan ayırma. Ve Chuck'u da koru. Sıradaki o olabilir. | Open Subtitles | و لا تبعد (تشاك) عن عينيك قد يكون التالي |
| Gözlerini büyücüden ayırma. | Open Subtitles | لا تبعد عينيك عن العرّاف |
| Gözünü üstünden ayırma. | Open Subtitles | لا تبعد ناظريك عنها |
| Buraya uzak olmayan bir barda takıldığını duydum. | Open Subtitles | فهو يقطن في المنطقة المجاورة للمحيط أسمع أنه يقضي الوقت في حانةٍ لا تبعد كثيراً عن هنا |
| On sene önce buradan pek de uzak olmayan sanayi bölgesinde yaralı bir durumda bulundun. | Open Subtitles | قبل10أعوام.. لقد عثر عليكِ في منطقة صناعية لا تبعد كثيراً من هُنا. |
| Sadece uzak olmayan yeni gelen. | Open Subtitles | فقط لا تبعد كثيرا عن جديد. |