"لا تخبرنى" - Translation from Arabic to Turkish

• Sakın bana
• anlatmıyorsun
• söyleme sakın
• Sakın söyleme
• - Bana
• anlatma
• olmadığını söyleme

Sakın bana FBI'ın en gözde bekarının aşık olduğunu söyleme.
لا تخبرنى اكثر مؤهلى الاف بى اى واقع فى الحب

Bu yüzden Sakın bana mantıklı olmamı söyleme.
لذلك لا تخبرنى أن أكون منطقى عليك اللعنة

Güzel, madem bu kadar yakın arkadaş oldu neden bana bilmek istediğimi anlatmıyorsun?
حسنآ, يبدو انه أصبح لدينا صداقة لعينة بيننا لماذا لا تخبرنى بما أريد أن أعرفه؟

Artık olmamasının sebebinin o olduğunu söyleme sakın.
لا تخبرنى لماذا لن أتحدث عن هذا أكثر من ذلك

Sakın söyleme. Bahse girerim ki bir çiftlik kızısın, öyle değil mi?
حسنا لا تخبرنى اراهن بأنك فتاه مزارعه ، اليس كذلك

- Bana şimdiden bitirdiğini söyleme, Beckett. - Hayır, yakınında bile değilim.
ـ لا تخبرنى أنك أنتهيت, باكيت ـ أوه, لا.

Bana ne kadar cahil olduğunu anlatma. Senin için üzülmek istemiyorum.
لا تخبرنى أنك لم تكن تعلم لا أريد أن أشعر بالآسي عليك

Kevin Burkhoff'u serbest bırakmanı istiyorum. Bana burada olmadığını söyleme.
أريدك أن تطلق سراح ، كيفين بيركهوف و لا تخبرنى أنه ليس هنا

Sakın bana bunu ilaç almak için yaptığını söyleme.
لا تخبرنى بأنك تريد المال من أجل المخدرات

üzgün olduğunu söyleme Sakın bana üzgün değilim
لا تخبرنى بأنك أسف أنا لست أسف

Sakın bana bu ismin birşey anımsatmadığını söyleme?
لا تخبرنى الأسم مثل دق الأجراس

Neden bilmem gerekenleri anlatmıyorsun? Biraz zaman kazandır.
لماذا لا تخبرنى بما احتاج لمعرفته وفر علينا الوقت

Neden bana burada olup biteni anlatmıyorsun?
لماذا لا تخبرنى بحق الجحيم ما يحدث هنا يا "جاك"

Sana inanmamı istiyorsun ama her şeyi anlatmıyorsun.
أنتى تريدينى أن أصدقك ولكنك لا تخبرنى شئ أنا أعرف ...

- Yine iyi hâlin olarak geldiğini söyleme sakın.
لا تخبرنى أنك قد تحولت الى هذا الشخص اللطيف مرة أخرى

- Doyle, bana onun el çabukluğuyla komşularını eğlendiren işsiz bir sihirbaz olduğunu söyleme sakın.
دويل" لا تخبرنى" بأنة ساحر عاطل يسلى الجيران بخفة يده لا تخبرنى بذلك

Dur, Sakın söyleme. İade edilebiliyorlar.
تمهلى , لا تخبرنى أنهم بإمكانهم العودة ؟

Sakın söyleme. Dolu olduğunu bilmiyordun, değil mi?
: لا تخبرنى أنك لم تكن تعرف انه محشو

Sakın söyleme, tahmin edeyim.
لا تخبرنى. دعنى أحزر.

- Bana anayasayı anlatma. - Bu benim özgürlüğümün garantisidir.
لا تخبرنى عن الدستور - هذا يَضْمنُ حريَّتَى -

- Bana bu saçmalıklardan bahsetme. - Seninle bağlantısı olmayacak.
لا تخبرنى بهذة الحماقه انت لن تتورط

Bana duymamam gereken hiçbir şeyi anlatma.
لا تخبرنى بأى شىء أخر لا أتحمل سماعه

Bu yüzden, yapabileceğin hiçbir şey olmadığını söyleme. Keşke olsaydı.
-لذا لا تخبرنى أنه لا يوجد ما يمكنك فعله