| Bak, beğenmiş gibi yapabilirim, ama dürüst olmak gerekirse, ben gerçekten bunu sevmiyorum. | Open Subtitles | اسمع, يمكنني أن أمثل أنها أعجبتني ولكن لأكون صريحة إنها حقا لا تعجبني |
| Peki, tamam. Bu şarkıyı duygularımı yönlendirmek için kullanmanı sevmiyorum. | Open Subtitles | حسنًا، لا تعجبني طريقتك في استعمال هذه الأغنية للتلاعب بمشاعري. |
| Henry, bu davayı ele alış şeklin hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | هنري، انا لا تعجبني الطريقة التي تعالج بها القضية |
| Neden bahsettiğini bilmiyorum. Ama ses tonun hiç hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | أنا لا أعرف عن ماذا تتحدث ولكن بالتأكيد لا تعجبني طريقة حديثك |
| Sen olanlardan hoşlanmıyorsun, ben de hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | إذا كان لا يعجبك ما تبدو الأمور عليه،فإنها لا تعجبني أنا أيضا |
| Bana bakışından hiç hoşlanmadım. | Open Subtitles | فالنظرات التي يرمقني بها هذا الشيء لا تعجبني |
| Bu kadınla konuşma şeklinizi hiç sevmedim. | Open Subtitles | لا تعجبني الطريقة التي تتكلمين بها مع هذه المرأة |
| Seni seviyorum, ama beğenmiyorum. hiç beğenmedim, sevgili dostum. | Open Subtitles | أنا أحبك و لكنك لا تعجبني أنت لم تعجبنى قط يا صديقى العزيز |
| Diyelim ki sadece sana ya dünyada bana gelen sevmiyorum demek. | Open Subtitles | فقط دعنا نقول أنت لا تعجبني عندما تأتي إلي في كلا العالمين |
| Senin son zamanlarda davrandığın gibi davranmayı sevmiyorum. | Open Subtitles | نعم ، لا تعجبني الطريقة التي تتصرف بها مؤخراً |
| Evet, sabırsızım. Kontrolümü kaybediyorum. O huylarımı sevmiyorum. | Open Subtitles | أنا عديم الصبر، لا أضبط نفسي لا تعجبني تلك الصفة |
| Öte yandan annemin başka çocukları videoya çekmesi fikri hiç hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | ولكن لا تعجبني فكرة أن أمي تصوّر أطفال آخرون |
| Senin özel sorunlarım hakkında artık hayatımızda olmayan insanlarla konuşman da benim hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | لا تعجبني طريقة كلامك عن شؤني الخاصة لاشخاص لم يعد لهم مكان في حياتنا. |
| Senin özel sorunlarım hakkında artık hayatımızda olmayan insanlarla konuşman da benim hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | لا تعجبني طريقة كلامك عن شؤني الخاصة لاشخاص لم يعد لهم مكان في حياتنا. |
| Onu başka kadınla beraber düşünme fikrinden hoşlanmıyorum | Open Subtitles | لا تعجبني فكرة وجوده مع إمرأةٍ أخرى فحسب |
| Birinin evimize girmeye çalışması düşüncesininden hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | لا تعجبني فكرة ان هناك شخصاً ما حاول الإقتحام إلى منزلنا. |
| Şapkandan hiç hoşlanmadım. | Open Subtitles | .أجل ، لا تعجبني قبعتك اللعينة |
| Şapkandan hiç hoşlanmadım. | Open Subtitles | أجل، لا تعجبني قبعتك اللعينة. |
| Dedikodu buysa, hiç sevmedim. | Open Subtitles | إذا كانت هذه تدعى ثرثرة فإنها لا تعجبني أبداً |
| Seni hiç sevmedim ama başından ne geçtiyse senin adına üzüldüm. | Open Subtitles | أنتَ لا تعجبني و لكنني آسفةٌ حيال ما مررتَ به |
| Sanırım biz artık gidebiliriz. Bakışlarını hiç beğenmedim. | Open Subtitles | حسناً، أظن أن علينا الانصراف الآن لا تعجبني نظرته إلينا |
| Böyle şeylerden pek hoşlanmam. Granville'de bir yelkenlim var. | Open Subtitles | هذه الأشياء لا تعجبني كثيرا لدي مركب شراعي، في غرانفيل |