"لا تعرفيني" - Translation from Arabic to Turkish

• beni tanımıyorsun
• bilmiyorsun
• hiç tanımıyorsun
• tanımıyorsun bile
• Beni tanımıyormuş
• tanımıyorsunuz
• hiç tanımadığını
• iyi tanımadığını

Ben seni tanımıyorum, ve sen de beni tanımıyorsun.
أنا لا أعرفك وأنت لا تعرفيني. وعدي إلى البيت

beni tanımıyorsun, fakat ben senin çok çok büyük hayranınım.
انت لا تعرفيني ولكنني اشد اشد المعجبين بك

Anne, sen beni tanımıyorsun bile, belki de insanları tanımakta iyi değilsin.
ليس كلامي؟ إذن أنتي لا تعرفيني أنتي غير جيدة في التعرف على طباع الآخرين

Bunların hepsi iyi ve hoş, ama kendine öyle söylesen bile, benim nasıl biri olduğumu bilmiyorsun, tamam mı?
. أتعرفين , هذا كله جيد وحسن ... لكنك قلتيها بنفسك أنتي لا تعرفيني بعد الأن , حسناً ؟

"Beni hiç tanımıyorsun, asla da tanıyamayacaksın." der gibidir.
إنها تعني: "أنتِ لا تعرفيني مطلقًا." "ولن تعرفيني قط"

Beni tanımıyormuş gibi davran ve yoluma çıkma.
تظاهري بأنكِ لا تعرفيني. إبتعدي عن طريقي.

İyi akşamlar, Bayan McKenna. Beni tanımıyorsunuz, ama tanıyacaksınız.
مساء الخير آنسة ماكينا أنتي لا تعرفيني لكنك سوف تفعلين

Bak, beni hiç tanımadığını biliyorum ama önümüzdeki haftalarda yasal işlerle boğulacaksın.
انظر أنا أعرف حقا أنك لا تعرفيني لكني أستطيع أن أخمن بأنك في غضون الأسبوعين القادمين ستحظين بإعصار من الأوراق القانونية

Biliyorum bu tamamen beklenmedik bir şey gibi görünüyor... ve beni çok iyi tanımadığını da biliyorum...ya da hiç.
أعلم أن هذا سيبدوا ليس منطقياً وأنا أعلم أنكي لا تعرفيني جيداً اقصد.. لا تعرفيني أبداً

beni tanımıyorsun bile. Nasıl bu şekilde konuşabiliyorsun?
أنتِ لا تعرفيني حتى، كيف تجرؤين على التحدث معي هكذا ؟

Her gün öğretmenlik yaptım beni tanımıyorsun
أقوم بالتدريس كل يوم ما الذي تقصديه؟ أنتي لا تعرفيني

20,000 insanın hepsi, beni görmek için mi gelmiş? Unutma, beni tanımıyorsun.
20 ألفاَ كلهم لأجلي ؟ وتذكري أنت لا تعرفيني

beni tanımıyorsun, bu yüzden bana inanmanı da beklemiyorum, ama asla anneni incitmek niyetinde değildim ama bu dava tam da bunun hakkında.
إنك لا تعرفيني لذلك لا أتوقع منكِ ان تصدقيني ولكن لم يكن في نيتي أن أقوم بإيذاء والدتك

Fakat bir anlığına bile bizden vazgeçtiğimizi düşündüysen o halde beni tanımıyorsun.
ولو فكرت لحظةً أنني سأتخلى عنا إذاً أنت لا تعرفيني

beni tanımıyorsun ve neden burada olduğumu bilmiyorsun.
حسناً، إنّكِ لا تعرفيني ولا تعرفين سبب قدومي إلى هُنا.

beni tanımıyorsun ve ne yapmam gerektiğini bilmiyorsun.
أنت لا تعرفيني أو ما الذي يجب أن أفعله

Gerçekten beni hiç tanımıyorsun, değil mi?
أنتِ لا تعرفيني على حقيقتي، صحيح؟

Beni hiç tanımıyorsun, değil mi?
-انتِ حقاً لا تعرفيني اليس كذلك ؟

- Tavırlarını sevmiyorum diyelim. - beni tanımıyorsun bile.
أنا لا أحب موقفك أنت حتى لا تعرفيني

Beni tanımıyormuş gibi davrandın.
لقد تظاهرت و كأنكِ لا تعرفيني بتاتاً

Beni tanımıyormuş gibi mi yapıyorsun yoksa?
ام انك تدعين انك لا تعرفيني ؟

Adım Richard Flemming. Siz beni tanımıyorsunuz, ama yardımınıza ihtiyacım var.
اسمي ريتشارد فليمنج انتِ لا تعرفيني و لكني احتاج مساعدتك

Bazı zamanlar beni hiç tanımadığını düşünürken... bazen de beni herkesten daha iyi tanıdığını düşünüyorum.
...هناك أوقات أظن فيها أنك لا تعرفيني مطلقا وأوقات أخرى أظن أنك أحسن من يعرفني

Biliyorum bu tamamen beklenmedik bir şey gibi görünüyor... ve beni çok iyi tanımadığını da biliyorum--ya da hiç.
أعلم أن هذا سيبدوا ليس منطقياً وأنا أعلم أنكي لا تعرفيني جيداً اقصد.. لا تعرفيني أبداً