| Burnumu suçlama. Beni oraya ayaklarım götürdü. | Open Subtitles | لا تلوم أنفي ، قدمي هي التي أخذتني إلى هناك |
| Hayır, düzensizliğin yüzünden yer çekimini suçlama. | Open Subtitles | كلا, لا تلوم الجاذبية الأرضية على قلة الترتيب |
| Kendini suçlama, bir dahaki sefere umarım. | Open Subtitles | لا تلوم نفسك، سنحصل علىها في المرة القادمة |
| Kendini suçlamıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تلوم نفسك، أليس كذلك؟ |
| Ama sen bunun için kendini suçlamıyorsun. | Open Subtitles | لكنّك لا تلوم نفسك على هذا. |
| Bak, acı çektiğini biliyorum ama bu kadar yüklenme kendine. | Open Subtitles | ،اسمع، تبدو متألماً الآن لكن لا تلوم نفسك، إتفقنا؟ |
| Eksalansları, yöneticiyi suçlamayın. | Open Subtitles | لا تلوم المراقب يا صاحب السعادة |
| Bu aparthayd için bütün beyazları suçlama. | Open Subtitles | لا تلوم كل البيض على التفرقة العنصرية |
| Ama bu oğlan böyle oldu diye kendini suçlama, Vernon. | Open Subtitles | "لا تلوم نفسك بسبب فساد هذا الولد يا "فيرنون |
| Bunlar için sakın anneni suçlama ve ağzını sil. | Open Subtitles | لا تلوم أمك على ذلك , وأغلق فمك |
| Bunlar için sakın anneni suçlama ve ağzını sil. | Open Subtitles | لا تلوم أمك على ذلك , وأغلق فمك |
| Kendini suçlama. Her zaman her şeye kusur bulan o. | Open Subtitles | لا تلوم نفسك، هي من تخرب كل شيء دائماً |
| Charles'ı suçlama. Senin sorunun da bu Ricky. | Open Subtitles | لا تلوم تشارلز , أترى هذه مشكلتك , ريكى |
| Bu sabah olanlar için kendini suçlama. | Open Subtitles | لا تلوم نفسك لما حدث هذا الصباح |
| Kendine fazla yüklenme. | Open Subtitles | لا تلوم نفسك كثيراً |
| Bak, bu konuda kendine yüklenme. | Open Subtitles | انظر، لا تلوم نفسك على هذا. |
| - Not bırakmıştım. - Babamı suçlamayın. | Open Subtitles | لقد تركت لك ملاحظة - لا تلوم أبى - |
| Bay Davinier'i suçlamayın. | Open Subtitles | يجب أن لا تلوم السيد دافنيير |