| Ama Yine de silahla avlamadığım bir havan türü var... | Open Subtitles | لكن لا زال هناك نوع من الحيوانات لم أصده بسلاح |
| Harika bir pit stop olabilir ama Yine de güvenlik aracını geçmek zorunda! | Open Subtitles | لقد كان توقف رائع ولكنه لا زال عليه أن يهزم تلك السيارة السريعه |
| - Hâlâ zaman var. - Olay ufkuna girmeyi düşünmelisin. | Open Subtitles | لا زال هناك وقت يجب أن تأخذ أفق الحدث بالإعتبار |
| Daha çok gencim, yapacak Daha bir sürü işim var. | Open Subtitles | أنا صغير , لا زال أمامي الكثير من الأشياء لأفعلها |
| - Hala ameliyatta. Doktorlar, yarına kadar onunla konuşamayacağımızı söyledi. | Open Subtitles | لا زال في العملية لن نستطيع اخذ افادته الا غذا |
| Halâ gelebilir, Majesteleri. henüz gece yarısı olmadı. | Open Subtitles | لا زال يمكنه المجئ يا صاحبة الجلال إن منتصف الليل لم يأت بعد |
| - O hala seni soruyor. -Onunla konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | ـ لا زال يسأل عنكِ ـ أنا لا أريد التحدث معه |
| Yine de yardımcı olur. Onu biraz yakından tanımak istiyoruz. | Open Subtitles | لا زال ذلك يساعد أود فقط أن أتعرف عليها قليلاً |
| Kusura bakmayın, kız polisler. Yine de sizi sikip atmamız lazım. | Open Subtitles | فتيات الشرطة , أنا متأسف , لا زال علينا أن نضاجعكِ |
| Yine de ortada garip bir şeyler döndüğünü bilecek kadar delil var elimde. | Open Subtitles | لكن لا زال لدي الأدلة الكافية لمعرفة الشيء المُريب الذي يحدث |
| Yine de bu evin ve buradaki her şeyin artık ona ait olduğunu söylemelisiniz. | Open Subtitles | .. لا زال يجب عليك إبلاغها أن البيت وكل شيء ملكها الآن |
| - Hâlâ konuşamıyor ama, değil mi? | Open Subtitles | لا زال لا يمكنه التكلم , على الرغم من ذلك صحيح؟ |
| - Hâlâ mümkünse sizinle geleceğim. - Hilton'a gidiş-dönüş lütfen. | Open Subtitles | ـ سأتي، إن لا زال بمقدوري ـ تذكرة العودة إلى "هيلتون"، رجاءً |
| Benim arkadaşım. O öldü ama teknik olarak... - ...hâlâ arkadaşım. | Open Subtitles | -صديقي، إنّه ميّت لكنه عملياً لا زال صديقي |
| Daha önünde birkaç basamak var. Bunları özür dileyerek çıkamazsın. | Open Subtitles | لا زال أمامك بضع درجات متبقية لتصعدها لن تعتليها وتتآسف |
| İkincisi Daha yapacak çok şey olduğu. | TED | الرسالة الثانية هي أنه لا زال هناك الكثير لفعله. |
| - Daha 14 saniye var. - Adam insanüstü biri değil. | Open Subtitles | لا زال هناك 14 ثانية باقية - الرجل ليس بفوقبشري - |
| Hala şov için bir karar verememişler. - Hala iyi görünüyor. | Open Subtitles | لم يتخذوا قراراً بعد بشأن المسلسل لكن الأمر لا زال يبدوا مبشراً |
| Hala şov için bir karar verememişler. - Hala iyi görünüyor. | Open Subtitles | لم يتخذوا قراراً بعد بشأن المسلسل لكن الأمر لا زال يبدوا مبشراً |
| - Hala beynimi alıp götürdüklerini düşünüyor musun anne? | Open Subtitles | لا زال بإعتقادك أنها تؤثر على عقلي يا أمي ؟ أجل. |
| Evet, cenaze töreni düzenlemeleriyle henüz ilgilenemedim. | Open Subtitles | لا، لم أنهي ترتيبات هذه الجنازة بعد لا زال عليَّ أن أتصل بوالدته |
| O hala burda, biliyorsun. Onun ruhu hala seni bekliyor. | Open Subtitles | لا زال هنا، أنت تعلم روحه لا زالت تنتظرك |
| Boş ver onları. Yola devam edelim. Görevliye halen yetişebiliriz. | Open Subtitles | انسَ أمرهما، لنواصل المُضيّ، لا زال بوسعنا إدراك مسؤول الاختبار. |
| Bak, Paolo değişmedi. O hâlâ aynı insan. | Open Subtitles | انظري , باولو لم يتغير إنه لا زال نفس الشخص |