Endişelenecek Bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيءُ للقَلْق حول الأمر. أنا فقط لا أَئتمنُ هؤلاء الشرطة |
Tamam, galiba Bir şey yok, yok bir şey, yok. | Open Subtitles | حسناً، أَحْزرُ بأنّه لا شيءُ، هو لا شيءُ، هو لا شيءُ. |
Efendim, Mike'in çözmemize yardım edemeyeceği Bir şey yok. | Open Subtitles | السيد، هو لا شيءُ الذي مايك لا يَستطيعُ المُسَاعَدَة نَعْملُ خلال. |
Ciddi bir şey değil. Yalnızca bir şeyi aldırması gerekiyor. | Open Subtitles | هو لا شيءُ جدّيُ، هو فقط يَجِبُ أَنْ لَهُ شيءُ أزالَ. |
Bu bir şey değil. Dostum, geçen senenin hasatını görmeliydin. | Open Subtitles | هذا لا شيءُ يا رجل كان يجب عليك ان تري بنات السنه الماضيه |
Yani, işimi yapmama engel olursan o zaman bir hiç olurum. | Open Subtitles | أَعْني، إذا أنت تَمْنعُني من عَمَل عملِي، ثمّ أَنا لا شيءُ. |
Zengin, popüler bir kız değilsem, bir hiçim. | Open Subtitles | إذا لَستُ a بنت شعبية غنية، أَنا لا شيءُ. |
Ama tıbbi kayıtlarında hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لكن كان هناك لا شيءُ في سجلاتِه الطبيةِ. |
Masama gelen Bir şey yok. | Open Subtitles | عِنْدَنا a حالة. يَجيءُ لا شيءُ عبر منضدتِي. |
Hayır, Bir şey yok. | Open Subtitles | لا، لا شيء، هو لا شيءُ. |
Endişe edecek Bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيءُ للإضطِراب حوله. |
Üzgünüm. Bir şey yok. | Open Subtitles | أَنا آسفُة. لا شيءُ. |
Muhtemelen Bir şey yok. | Open Subtitles | من المحتمل لا شيءُ |
Utanılacak bir şey değil, tamam mı? | Open Subtitles | لكن، هو لا شيءُ الّذي سَيَكُونُ خجلان مِنْ، حَسَناً؟ |
Ama baş edemeyeceğim bir şey değil. | Open Subtitles | لَكنَّه لا شيءُ أنا لا أَستطيعُ المُعَالَجَة. |
Her şey yolunda, önemli bir şey değil. | Open Subtitles | كُلّ شيء بخيرُ، هو لا شيءُ مهم. |
Beni ilgilendirmiyor. O bizim için bir hiç. | Open Subtitles | أنا لا أَهتمّ سواء عاش أَولا هو لا شيءُ إلينا. |
Ruhla karşılaştırıldığında bir hiç. | Open Subtitles | هو لا شيءُ قَارنَ إلى الروحِ. |
Şimdi ben onsuz bir hiçim. | Open Subtitles | رُبَّمَا أَنا لا شيءُ بدونه. |
Burada kıpırdayan hiçbir şey yok. | Open Subtitles | يَتحرّكُ لا شيءُ هنا. |