| Yapmam gereken şeyi yapmak için gidiyorum. başka bir şey yok. | Open Subtitles | سأذهب إلى هناك لأفعل ما يجب عليَّ فعله, لا شيء غير ذلك |
| Sadece birlikte çalışıyoruz. başka bir şey yok. | Open Subtitles | إثنان منا يذهبا إلى العمل سويًا لا شيء غير هذا |
| Tabi, sıradışı bir şey yoktu derken kastettiğim normal şartlar altında, sıradışı bir şey sayılmazdı. | Open Subtitles | بالطبع حين قلت لا شيء غير معتاد ما أقصده هو تحت الظروف الطبيعية |
| Sopalarında sıra dışı bir şey yok. | Open Subtitles | هناك لا شيء غير عادي حول أيّ مِنْ نواديه. |
| Vermek üzere olduğunuz ifadenin gerçek ...ancak ve ancak gerçek, ve gerçekten başka hiçbir şey olmadığına yemin ediyor musunuz? | Open Subtitles | أن الشهادة التي أنت علي وشك الادلاء بها سوف تكون هي الحقيقة,الحقيقة الكاملة و لا شيء غير الحقيقة؟ |
| Yasa dışı bir şey değil. Belki bir miktar kuralları esnetmek gerekir. | Open Subtitles | لا شيء غير قانوني ربما تجاوز قانون صغير بالخفاء |
| Bunda yasa dışı hiçbir şey yok yalnızca seks. | Open Subtitles | - "9/12: اليوم التالي" - لا شيء غير قانوني هنا |
| Talaş tozundan ve burbondan başka bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء غير نشارة الخشب و شراب الويسكي. |
| Senin için yapabileceğim başka bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء غير ذلك أستطيع فعله لك |
| - Orada beladan başka bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء غير المشاكل هناك |
| - Ağaçtan başka bir şey yok. Neredeyiz? | Open Subtitles | لا شيء غير الاشجار اين نحن؟ |
| Güzellikten başka bir şey yok burada. | Open Subtitles | لا شيء غير المجملات هنا. |
| Yazıları yüzünden üzülmesini saymazsak sıra dışı bir şey yoktu. | Open Subtitles | بأضافه الى كونها غير راضيه عن كتاباتها لا شيء غير معتاد! |
| Hemen her kadının aklındakinden başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | لا شيء غير ما كان دائما في بالها |
| Depoda evraktan başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | المستودع... إنه لا شيء غير مجموعة أوراق. |
| Gelen kutusunda sıra dışı bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء غير اعتيادي في صندوق رسائلها |
| Banka kayıtlarında sıra dışı bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء غير اعتيادي في كشوفاتهم المصرفية |
| Yüzünde sıra dışı bir şey yok. | Open Subtitles | ظاهريا لا شيء غير عادي |
| Bu davada vermek üzere olduğunuz ifadenin, gerçek ...ancak ve ancak gerçek, ve gerçekten başka hiçbir şey olmadığına yemin ediyor musunuz? | Open Subtitles | هل تقسم في هذه الشهادة علي أن تقول الحقيقة, الحقيقة الكاملة و لا شيء غير الحقيقة؟ |
| Vermek üzere olduğunuz ifadenin gerçek ...ancak ve ancak gerçek, ve gerçekten başka hiçbir şey olmadığına yemin ediyor musunuz? | Open Subtitles | هل تقسمين في هذه الشهادة التي أنت علي وشك الادلاء بها أن تقولي الحقيقة الحقيقة الكاملة و لا شيء غير الحقيقة, و ليساعدك الله؟ |
| Bu ahlak dışı bir şey değil ve bedava kıyafetler alacağım. | Open Subtitles | لا شيء غير أخلاقي وأحصل على ملابس مجانية |