| Utanılacak bir şey yapmamıştı. | Open Subtitles | لا شيء يدعو للخجل |
| Utanılacak bir şey yapmamıştı. | Open Subtitles | لا شيء يدعو للخجل |
| - Hayır efendim, Başkomutanım. - Utanacak bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء يدعو للخجل سيّدي هل تريد الإنسحاب؟ |
| Utanacak bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء يدعو للخجل |
| Utanılacak bir şey yok. Birçok erkek ailesiyle yaşıyor. | Open Subtitles | لا شيء يدعو للخجل يعيش الكثيرون من الرجال مع اهلهم |
| - Bu kadar yeter. - Bunda Utanılacak bir şey yok, Louise. | Open Subtitles | هذا يكفي لا شيء يدعو للخجل منه، لويز |
| Bunda Utanılacak bir şey yok. | Open Subtitles | و لا شيء يدعو للخجل |