| Eşcinsel ya da biseksüel olmakta bir sorun yok ki... | Open Subtitles | لأنه لا عيب في أن تكون شاذ أو ثنائي الجنس |
| Gardiyanlarda sorun yok. | Open Subtitles | الحراس لا عيب فيهم الخرق سببه قرص التحديث |
| Hamağın hiçbir sorunu yok. | Open Subtitles | لا عيب في الأرجوحة الشبكية |
| Biraz tedbirli olmaktan zarar gelmez. | Open Subtitles | لا عيب في أخذ القليل من الحيطة |
| Eğer bunun için yazılmadıysanız, Bunda yanlış birşey yok. | Open Subtitles | إذا لم يكن هذا ما وقعتم عليه لا عيب في ذلك و لكن دعوني أعرف هذا الآن |
| Ama küçük entelektüel merakı tatmin etmekte de yanlış bir şey yok. | Open Subtitles | و مع ذلك لا عيب في إرضاء القليل من الفضول الذهني |
| Randevum yok ama ablam yardım istemekte utanacak bir şey olmadığını söyledi. | Open Subtitles | ليس لديّ موعد، ولكن أختي تقول أنّه لا عيب في طلب المساعدة. |
| Fırsatçı biri olmanın yanlış bir tarafı yok. Hatta, hayran kaldığım bir özelliktir. | Open Subtitles | لا عيب في الانتهازية إنها سمة أعبدها حتى |
| Artık yaşIı bir hizmetçi olmakta utanılacak bir şey olmadığını kabullenmem gerek. | Open Subtitles | على أن أبدأ بإخبار نفسي أن لا عيب بأن أصبح عذراء عجوز |
| Korkak olmakta utanılacak bir şey yok. Korkak mı? | Open Subtitles | حمداً لله أنك عدت لا عيب في أن تكون جباناً |
| Quiznos'ta bir sorun yok. Gayet geniş bir mönüleri var. | Open Subtitles | لا عيب في كويزنس لديهم قائمة متنوعة |
| - Bunda bir sorun yok. Onunla konuşmak istedin. | Open Subtitles | أردتُ التحدّث إليها فحسب - لا عيب بذلك - |
| Poponuzda hiçbir sorun yok. | Open Subtitles | لا عيب في مؤخرتك |
| Buffy, inan bana. Sende hiçbir sorun yok. | Open Subtitles | أعدك بأنه لا عيب بكِ |
| Harika at, hiçbir sorunu yok. | Open Subtitles | حصان رائع ، لا عيب فيه. |
| Camry'nin bir sorunu yok ve cinsel hayatım da gayet iyi. | Open Subtitles | لا عيب في تلك الـ"كامري" وأنا على ما يُرام من الناحية الجنسية . |
| Biraz tuzdan zarar gelmez. | Open Subtitles | لا عيب في إضافة القليل من الملح |
| Biraz övünmekten zarar gelmez. | Open Subtitles | لا عيب بالتفاخر قليلاً. |
| Bunda yanlış olan bir şey yok. Fakat annen seni daha önemsediğinden ben buradayım. | Open Subtitles | لا عيب في ذلك، لكنّي هنا لأنّها أولتكَ الأولوية الأولى عنه. |
| Bunda yanlış bir şey yok, öyle değil mi? | Open Subtitles | لا عيب في ذلك، أليس كذلك؟ |
| Zengin birisiyle arkadaş olmakta yanlış bir şey yok. | Open Subtitles | لا عيب في أن يكون لديكِ صديقة ثرية |
| Böyle sıkıntılı günlerde utanacak bir durum olmaz. | Open Subtitles | لا عيب في هذا في الوقت الحالي. |
| Yardımcı olmanın yanlış bir tarafı yok, baba. | Open Subtitles | تعرف, لا عيب أن تكون مساعد يا أبي - لا - |
| Sindirim Bozuklukları Doktoru'nun ofisine gelmekte utanılacak bir şey yok. | Open Subtitles | لا عيب في القدوم إلى أخصائي الامراض الباطنية |