| Bu ev haciz mal olsa bile bu fiyata satılmasının imkanı yok. | Open Subtitles | لا مجال لأن يباع المنزل بهذا السعر حتّى لو كان مرهوناً |
| Üzgünüm. Seni burada tutabilmemizin imkanı yok. | Open Subtitles | أنا آسف، لا مجال لأن تظل معنا. |
| Ne kadar süredir burada olduğunu bilmenin imkanı yok. | Open Subtitles | لا مجال لأن نعرف كم قد مكث هنا |
| Bundan memnunmuş gibi davranmanın bile yolu yoktur. | Open Subtitles | لا مجال لأن تزيّف هذا الواقع |
| Bundan memnunmuş gibi davranmanın bile yolu yoktur. | Open Subtitles | لا مجال لأن تزيّف هذا الواقع |
| Bu işin elinden alınmasına izin vermenin imkanı yok. | Open Subtitles | لا مجال لأن تسلبي منّي تلك الوظيفة |
| Artık imkanı yok kimse eğlencemizi bölmez. | Open Subtitles | لا مجال لأن يخرب أحد حفلتنا الآن |