| - ...ve sakın taşları düşürme. - Harika, Sorun değil. | Open Subtitles | و لا تترك أي حجارةٍ تسقط أه، رائع، لا مشكلة |
| Sorun değil. Eğer sen orada olmasaydın hamburgerlerin tadı iyi olmazdı. | Open Subtitles | لا مشكلة البرغر لن تكون جيدة المذاق إذا لم تكن هناك |
| Sorun değil. Eğer sen orada olmasaydın hamburgerlerin tadı iyi olmazdı. | Open Subtitles | لا مشكلة البرغر لن تكون جيدة المذاق إذا لم تكن هناك |
| Önemli değil Rick. Bu Tommy. Eskiden burada otururdu. | Open Subtitles | لا مشكلة يا ريك، تعرف على ساكننا القديم تومى جارفس |
| Oh, hiçbirşey. Problem değil. Oh, hayır, hayır, efendim, şaka yapmıyor. | Open Subtitles | ـ لاشيء ، لا مشكلة ـ لا ، لا، ياسيدي هو لا يمزح |
| - Aslına bakarsan, hayır. Biz de tam... - Sorun değil, gerçekten. | Open Subtitles | فى الحقيقة , نحن كنا على وشك الذهاب لا مشكلة فى الواقع |
| Sorun değil, bir helikopter ayarlayıp seni istediğin yere direkt bırakabiliriz. | Open Subtitles | لا مشكلة, يمكننا تدبر أمر مروحية حتى تأخذك إلى هناك الأن |
| Sorun değil, Senatör. Çocuk servisi kontrol için yarın uğrar. | Open Subtitles | لا مشكلة يا سيناتور ستأتي خدمة رعاية الطفل لتفقدها غدا |
| Rica ederim efendim. Sorun değil. İyi günler Memur Bey. | Open Subtitles | أجل سيدى، لا مشكلة أتمنى لك يوم جيد، أيها الشرطى |
| Sorun değil. Üç tane kol var. Ne kadar çok o kadar iyi. | Open Subtitles | حسنا لا مشكلة في ذلك، عندي ثلاثة أجهزة تحكم، سيكون ذلك أكثر مرحا |
| Sorun değil, koltuğunun altından bir çift pil yuvarlandı. Dürt. | Open Subtitles | لا مشكلة ، سأستعمل البطاريات التي انزلقت من أسفل مقعدك |
| - Patronuma bakmam lazım. - Evet, evet Sorun değil. | Open Subtitles | سأذهب لـ التحقق على رئيستي نعم نعم , لا مشكلة |
| Sorun değil, dostum. Bu da bizim işimiz, değil mi? | Open Subtitles | لا مشكلة يا صاح, هذا جزء من واجبي, أليس كذلك؟ |
| Elbette, Sorun değil, ama bunun ne işe yarayabileceğini anlamadım. | Open Subtitles | بالتأكيد, لا مشكلة, لكن لا أرى كيف يمكنني أن أساعد |
| - Sorun değil kardeşim. - Bu bizim krallık bayrağımız. | Open Subtitles | ـ أجل، أخي، لا مشكلة ـ هذه هي رايتنا السيادية |
| Sorun değil bizi biraz geri itti. Temiz çıkmamızı istiyor. | Open Subtitles | لا مشكلة ، يدفع بشكل خلفي يحاول أن يبقينا صادقين |
| hmm, eğer başka planlarını varsa... Önemli değil buketi atmadan önce ayrılırız | Open Subtitles | لا مشكلة سنغادر قبل إلقاء باقة الزهور فاء |
| Önemli değil çocuklar. Önemli olan bütün kötü olayları halletmiş olmamız. | Open Subtitles | لا مشكلة يا رفاق ، أهم شيء هو أننا حللنا كل شيء |
| Tabi, Problem değil. Pizza ve pedikür de istiyor musun? | Open Subtitles | بالتأكيد، لا مشكلة أتريد بيتزا و تدريم لأظافرك بالمرة؟ |
| Evini yakarsın, karını öldürürsün, çocuğuna tecavüz edersin Sorun olmaz. | Open Subtitles | او تحرق منزلك وتقتل زوجتك وحتى ان تغتصب طفلا لا مشكلة لديكم بهذا |
| - Sağ ol. - Bir şey değil Doris. Görüşürüz. | Open Subtitles | ــ شكراً ــ لا مشكلة يا دوريس، سأراكِ في الجوار |
| Hayır, memur bey. Problem yok sorun olmadığını kim söyledi? | Open Subtitles | لا، ايها الضابط. لا مشكلة مطلقا ماذا تعنين بلا مشكلة؟ |
| - Bıraktığınız ve kahvaltı için teşekkürler. - Ne demek. | Open Subtitles | ـ حسنا ، شكرا من أجل الإفطاروالتوصيلة وكل شيء ـ لا مشكلة |
| Bir şey olduğu yok. sorun yok. Her şey yolunda. | Open Subtitles | لا شيء لا مشكلة البتة كل شيء في منتهى الدقة |
| Tamam, fırsatlardan haberdar olmak istemiyorsan sıkıntı yok. | Open Subtitles | من حولك في العمل؟ حسناً، أنتي لا تريدي أن تسمعي عن فرص العمل، لا مشكلة |