| Günde 400 uçuş yapmıyoruz. Yüzlerce ton kargo, ilaç ve silah da taşımıyoruz. | Open Subtitles | ونحن حقا لا نقوم ب 400 رحلة أو ننقل 100 طن من البضائع |
| Biliyor musun? Bir fikrim var. Neden büyük bir ortak parti yapmıyoruz? | Open Subtitles | لدي فكرة , لماذا لا نقوم فقط بحفلة واحدة كبيرة ومشتركة ؟ |
| Ülkedeki en hızlı büyüyen teknoloji firmalarından biriyiz. Fakat, biz ayrımcılık yapmıyoruz. | Open Subtitles | إننا أحد أكثر شركات التكنولوجيا تطورًا في الأمة، ولكننا لا نقوم بالتمييز |
| Bunları kesinlikle yapmayız, Temple Bar bölgesinde oldukça hovarda bir gece geçirmiş olsak bile. | TED | نحن لا نقوم بهذا طبعا بالرغم من أن الليل في مقاطعة تيمبل بار يمكن أن يكون جامح للغاية. |
| Aslında deneyimler arasında bir seçim yapmayız. Deneyimlere ait hatıralar arasında bir seçim yaparız. | TED | نحن في الواقع لا نقوم بالإختيار بين التجارب. نحن نختار من بين ذكريات التجارب. |
| Konuşmadığımız kişilerin hakkında konuşma yapmayalım. | Open Subtitles | لا تتحدثى عن الموضوع الذى لا نقوم فيه بالتحدث عنهم |
| Şimdi şöyle düşünebilirsiniz, tamam, Çin'deki bu taşra kasabasında bunu yapıyorlar ama biz yapmıyoruz. | TED | والآن قد تعتقد، أوكي، هذه البلدة من مقاطعات الصين يفعلون ذلك، ولكن لا نقوم بذلك. |
| Muhtemelen kendinize soruyorsunuz: Neden bu konuda bir şey yapmıyoruz? | TED | لذا أنتم على الأرجح تتساءلون: لماذا لا نقوم بشيء حيال الأمر؟ |
| New York'lular el ele tutuşmaz biliyorum. Yani dışarıda böyle bir şey yapmıyoruz işte. | TED | وأدركت أن النيويوركيين لا يمسكون بالأيدي؛ نحن لا نقوم بذلك خارجا. |
| Bunu yapan başka eyaletler var ama biz yapmıyoruz. | TED | هناك بعض الولايات التي تفعل ذلك، ولكننا لا نقوم بذلك. |
| Şöyle düşündüm, iyi, neden böyle bir şey yapmıyoruz; neden temiz enerji işlerinde zirve için yarışmıyoruz? | TED | هذا دفعني للتفكير، حسنا، لماذا لا نقوم بعمل شيء مماثل ونوجد سباقا لوظائف الطاقة النظيفة ؟ |
| Fakir insanlar ise bilmiyor. Ve bizler onlara yardım etmek için hiçbir şey yapmıyoruz. | TED | الفقراء لا يعلمون، ونحن لا نقوم بأيّ مجهود لمساعدتهم. |
| Bunu tabii ki boyu hesaplamak için ya da kanınızdan güzel bir resim çekmek için yapmıyoruz. | TED | بالتأكيد نحن لا نقوم به لتوقع الطول أو استخراج صور جميلة من عينات دمك. |
| Bizler havayı kontrol eden, zamanı yönlendiren, kaprisli, karmakarışık insanları komuta eden yapay zekalar yapmıyoruz. | TED | نحن لا نقوم ببناء أنظمة ذكاء اصطناعي تتحكم بحالة الطقس، وتوجه المد والجزر، وتأمرنا نحن البشر المتقلبين العشوائيين. |
| Neden bu problemlere idareten... ...yardım etmek için bir şey yapmıyoruz? | TED | ولكن .. لماذا لا نقوم بشيء ما حيال هذا شيء يجابه هذه المشكلة مباشرة على الصعيد اليومي |
| Bu tür uçuşlar yapmayız. Tehlikeli ve sorumsuz. | Open Subtitles | لا نقوم بمثل هذا النوع من الطيران إنه خطير وغير مسؤول |
| Böyle benim adamım olmazsın. Biz böyle yapmayız. | Open Subtitles | هذه كيفية أن تكوني شخصي لكننا لا نقوم بهذا |
| Verilecek ceza konusunda hüküm vermeye yetkin yok. En azından bu şekilde yok. Biz böyle yapmayız. | Open Subtitles | لا يحق لك فرض العدالة المتعجلة ليس هكذا، لا نقوم بهذا هكذا |
| Konuşmadığımız kişilerin hakkında konuşma yapmayalım. | Open Subtitles | لا تتحدثي عن الموضوع الذي لا نقوم فيه بالتحدث عنهم |
| Ajanlar bölgeye gitmeden bunu yapamayız. | Open Subtitles | لا نقوم بهذا حتى يكون العميل في الموقع |
| Onu korumak adına pek iyi bir iş yapmadık, değil mi? | Open Subtitles | نحن لا نقوم بعمل جيد جدا حماية لها ، وفعلنا؟ |
| Bize işimizi yapmamamız için para vereceksin. | Open Subtitles | انت تعرضُ علينا المال حتي لا نقوم بعملنا. |
| Bunlar doğru yapmadığımız şeyler. | TED | إذاً هذه الأشياء التي لا نقوم بها بشكل صحيح |
| Başınıza böyle birşey geldiği için... görevimizi iyi yapmadığımızı düşünüyorsunuzdur, | Open Subtitles | يجب أن تشعري بأنّنا لا نقوم بعملنا على أكمل وجه لشيء ما حدث لك مثل هذا |