| Kıskanç eşten şüphelenmek için dâhi olmaya gerek yok. | Open Subtitles | لا يتطلب عبقرياً للنظر في الزوجة الغيورة |
| Ruslarla olan Soğuk Savaşın fikir çatışması olmadığını görmek için bilim adamı olmaya gerek yok. | Open Subtitles | ..والآن لا يتطلب الأمر عالِماً سياسياً ..ليدرك أن حربنا الباردة مع الروس ليست أيديولوجية |
| Bu şartlar altında onur sessiz kalmayı veya kendine zarar vermeyi gerektirmez. | Open Subtitles | في ظل هذه الظروف، لا يتطلب الشرف أن تبقى صامتاً وتؤذي نفسك |
| Bu ölü adamla geyik muhabbeti Yapmayı gerektirmez. | Open Subtitles | الذي لا يتطلب فعلا أي دردشة مع الرجل الميت |
| Birinin iki taraflı oynadığını anlamak için şehirli polis olmak gerekmez. | Open Subtitles | الأمر لا يتطلب شرطي من المدينة الكبيرة ليفهم أنه هناك شخص يلعب على الجهتين |
| Dâhi olmak gerekmiyor. Benim anlamadığım, bunun yaklaştığını görmemiş olman. | Open Subtitles | الأمر لا يتطلب عبقرياً ليفهمه ما يحيرني هو أنك لم تتوقعي ذلك |
| Bunu açıklamak için çok da kuantum mekaniğine ihtiyaç yok. | TED | إنه حقاً لا يتطلب الكثير للشرح على غرار ميكانيكا الكم. |
| Aşikâr olanı görmek için ajan olmaya gerek yok. | Open Subtitles | لا يتطلب الأمر كونكَ عميلاً لتدرك ما هو بديهي |
| Bunu anlamak için, dahi olmaya gerek yok. | Open Subtitles | الأمر لا يتطلب أن تكونَ عبقرياً لكي تعرف كيفَ سينتهي هذا |
| Yaşadığın gerginliğin ne kadar fazla olduğunu anlamak için bir gerçek görücü olmaya gerek yok. | Open Subtitles | لا يتطلب الأمر عراف للحقيقة لمعرفة بأنك ِ تحت قدرا خطير من الإجهاد |
| Planımızın evdeki adam gibi öldüğünü anlamak için falcı olmaya gerek yok. | Open Subtitles | لا يتطلب الأمر الكثير لملاحظة هذا خطتنا فشلت كما فشل هذا الرجل في العيش |
| Hangi DEA ajanının Los Pepes'in ölüm mangasıyla ilişkili olduğunu anlamak için dahi olmaya gerek yok. | Open Subtitles | لا يتطلب الأمر عبقرياً لمعرفة من عميل مكافحة المخدرات القديم الذي كان على اتصال بفرقة الإعدام التابعة لمجموعة لوس بيبيس |
| Ama 1 mil öteden... gelen bir tehdidi görmek için Harvard mezunu olmaya gerek yok. | Open Subtitles | "ولكن لا يتطلب الأمر دكتوراة من"هارفرد" ليرى هذا من بعيد." |
| Yüzlerce olaslılık olabilir. Hiçbiri hastanede kalmasını gerektirmez. | Open Subtitles | هذا لا يزال يترك لنا مائة احتمال آخر لا يتطلب إقامته بالمستشفى |
| Yumuşak plastik bulaşmak için sert darbeler gerektirmez. | Open Subtitles | ممزوج بالبلاستيك والبلاستيك الناعم لا يتطلب إصطدام سرعة عالية للذوبان |
| Bir şekilde iletişime ve göz temasına geçmen gerekir ama seks bunları gerektirmez. | Open Subtitles | يتطلب درجة من التواصل وإلتقاء الأعين أما الجنس لا يتطلب ذلك |
| Bariz olanı görmek için ajan olmak gerekmez. | Open Subtitles | لا يتطلب الأمر كونكَ عميلاً لتدرك ما هو بديهي |
| Çünkü gerçekten yetenekli olmak gerekmez. | Open Subtitles | لأنه لا يتطلب موهبة طبيعية |
| Olacakları anlamak için dahi olmak gerekmiyor. | Open Subtitles | إسمعوا, لا يتطلب الامر عبقريـاً ليرى ماقد سيحدث سيرقّون درايبر إلى مرتبة الشريك في الشركة |
| Güçlü olmak gerekmiyor... önemli olan denge. | Open Subtitles | إنه لا يتطلب القوة التوازن فقط |
| Bu meseleyi nasıl karman çorman ettiğini anlamak için iki tane göze ihtiyaç yok. | Open Subtitles | لا يتطلب الأمر عينان لترى المصلحة التي فعلتها بهذه المسألة |
| Bunun için süper işitmeye pek ihtiyaç yok. | Open Subtitles | لا يتطلب الامر قوة سمع خارقة الان |