"لا يتنفس" - Translation from Arabic to Turkish

• Nefes almıyor
• nefes alamıyor
• nefes almadığını

Şüpheli yaşam belirtisi göstermiyor. Nefes almıyor.
المشتبه به لا يظهر اي اشارت حيوية انه لا يتنفس

Ambulans, erkek, göğüsünden bıçaklanmış, bilinç yok, Nefes almıyor.
سيارة اسعاف رجل مطعون في الصدر فاقد الوعي لا يتنفس

Ona yiyecek attık ama Nefes almıyor gibiydi.
نحن نغذيه بالكثير من الهواء لكن ... ... هو لا يتنفس بشكل صحيح

Ona hava veriyoruz ama düzenli Nefes almıyor.
نغذيه بالكثير من الهواء لكن ... ... لا يتنفس جيداً.

Kahretsin, nefes alamıyor.
اللعنة ,إنه لا يتنفس إنه لايستطيع التنفس

- Onun başını geri getirmeliyim. - Onun yerde nefes almadığını gördün..
كان يجب أن أحضر رأسه لقد شاهدته لا يتنفس لقد شاهدته ميت على الأرض

Nefes almıyor. İyi görünmüyor.
إنه لا يتنفس لا يبدو بحال جيدة

- Başı için birşey bulun. - Nefes almıyor.
أحصل على شيء لرأسه أنه لا يتنفس

Nefes almıyor. Ne yapacağız?
أنه لا يتنفس ماذا يمكننا أن نفعل؟

Hâlâ Nefes almıyor. Entübasyon yapmalıyız.
لازال لا يتنفس يجب أن نغرز به أنوب

Nefes almıyor. Biri 911'i arasın!
إنه لا يتنفس فليتصل أحد بالإسعاف

Hayır demek istediğim, Nefes almıyor.
لا , أنا أعني بقولي هذا أنه لا يتنفس

Evet, ben iyiyim ama Buck'ın durumu pek iyi değil. Bayıldı ve Nefes almıyor.
.أجل، إنني بخير لكن "باك" يعاني لقد فقد وعيه، وهو لا يتنفس

Eğer oğlumla tanışabilirsem... Nefes almıyor.
اذا استطعت ان اقابل ابني انه لا يتنفس

Nefes almıyor. Elektro şok cihazı lazım.
أنه لا يتنفس أنه في حاجة للإنعاش

Nefes almıyor. Tüp takacağım.
إنه لا يتنفس سأوصّل أنبوب تنفس

Nefes almıyor. Kafasını tut.
إنه لا يتنفس ارجعي رأسه إلى الخلف

Nefes almıyor. Scott, Nefes almıyor!
إنه لا يتنفس سكوت، إنه لا يتنفس

Nefes almıyor!
إنه لا يتنفس ! أحضروا مُسعفاً إلى هُنا الآن

Siktir! Nefes almıyor!
سحقًا، إنه لا يتنفس

Kahretsin, nefes alamıyor. nefes alamıyor!
اللعنة ,إنه لا يتنفس إنه لايستطيع التنفس

Gizli bilgiliyi onun sattığını kanıtlıyordu. Sonra nefes almadığını fark ettim.
وفي ذلك الوقت أدركت أنّه لا يتنفس.