| olmasına gerek yok. Ben patronum ve süt ve balığı severim. | Open Subtitles | لا يجب ان يكون كذلك انا الرئيس واحب الحليب والسمك |
| Tamamen doğru olmasına gerek yok. | Open Subtitles | انظرى لا يجب ان يكون فى مكانه بالظبط |
| Anne, belkide anahtarın olmamalı. | Open Subtitles | امى .. اعتقد انه لا يجب ان يكون معكى مفتاح |
| Bu yüzden bu bürodan sızan bilgiler olmamalı. | Open Subtitles | ..لهذا لا يجب ان يكون لدينا معلومات مسرّبة تأتي من هذا لمكتب |
| Böyle olmak zorunda değil. Bu durumu değiştirebilirim. | Open Subtitles | لا يجب ان يكون بهذه الطريقة استطيع تغيير ذلك |
| Gerçek bir çekmece olmak zorunda değil hayali bir çekmece de olabilir ardından bu akşam dışarıya çıkıp bunun doğumunu kutlarım. | Open Subtitles | لا يجب ان يكون درجاً حقيقياً بالضرروة قد يكون درجاً خيالياً ثم تخرجين الليلة و تحتفلين بإنجازك هذا |
| Bunu yüzyüze yapmalısın. Birebir olması gerekli değil. | Open Subtitles | يجب عليك ان تفعليها شخصيا لا يجب ان يكون انا وانتي فقط |
| Öyle olmasına hiç gerek yok. | Open Subtitles | لا يجب ان يكون) الامر كذلك بالضرورة |
| Her şeyden önce, kızım daha önce kimseyle çıkmadı. Ve çıkacağı ilk kişinin adının Bumpty olmasını istemediğine eminim | Open Subtitles | ابنتي لم تدعى للخروج مع حبيب من قبل الحبيب الأول لا يجب ان يكون اسمه |
| Çok şaşaalı bir şey olmasına gerek yok, hediye de olmasın. | Open Subtitles | لا يجب ان يكون امرا رائعا جدا لا هدايا |
| ..."İkimiz için de böyle olmasına gerek yok." | Open Subtitles | لا يجب ان يكون الوضع كذلك" "لكل منا |
| Pırıl pırıl olmasına gerek yok. | Open Subtitles | لا يجب ان يكون ناضعاً |
| Bu şekilde olmasına gerek yok. | Open Subtitles | لا يجب ان يكون بهذه الطريقة |
| Aşık olduğun adamı kurtarmak pek de zor bir karar olmamalı, Kahlan. | Open Subtitles | لا يجب ان يكون قرار صعب, "كالين". انقاذ حياة الرجل الذي تحبيه. |
| Bak, o kişinin ben olması gerekmiyor. Ama o olmamalı. | Open Subtitles | انظرى , لا اعنى بالضرورى انا لكن لا يجب ان يكون هو |
| En iyi doktorlarımdan şüphe etmek bunlardan biri olmamalı. | Open Subtitles | ان اشك بأفضل اطبائي لا يجب ان يكون احداها |
| İnanıyorum ki insanlık tarihinin yayını merhamet ve eşitlik yönünde bükebiliriz ve şuna gerçekten inanıyorum, tutku ile inanıyorum, bu şiddet insanlığın bir parçası olmak zorunda değil. | TED | اؤمن بأننا يمكن ان نغير تاريخ البشرية نحو التعاطف و المساواة و ايضا اؤمن و اؤمن بشغف بان هذا العنف لا يجب ان يكون جزأ من حالة الانسان |
| Biliyorsun, bu kadar kötü olmak zorunda değil. | Open Subtitles | أتعرف، لا يجب ان يكون الأمر ساراً |
| Bu tuhaf olmak zorunda değil. | Open Subtitles | لا يجب ان يكون هذا الأمر غريباً |
| İyi olması gerekli değil. Güzel gözüksün yeter. | Open Subtitles | لا يجب ان يكون جيداً يجب ان يكون مظهره جيداً فحسب |
| Öyle olmasına hiç gerek yok. | Open Subtitles | لا يجب ان يكون) الامر كذلك بالضرورة |
| Her şeyden önce, kızım daha önce kimseyle çıkmadı. Ve çıkacağı ilk kişinin adının Bumpty olmasını istemediğine eminim | Open Subtitles | ابنتي لم تدعى للخروج مع حبيب من قبل الحبيب الأول لا يجب ان يكون اسمه |