| Her zaman planladığınız gibi gitmiyor, yetenekli bir çevirmenle bile. | TED | و هو لا يسير دوماً كما تخطط له حتى إن عملت مع مترجمة موهوبة. |
| Hala Joey'i oynuyor, ama... ee, çok iyi gitmiyor. | Open Subtitles | هو لا يزال يلعب دور جوي لكن .. لا يسير الأمر جيداً |
| Köle Körfezi'ni özgürleştirme harekatım pek planlandığı gibi gitmiyor. | Open Subtitles | يبدو أن تحريري لخليج العبيد لا يسير كما خططنا. |
| Hepimizin kalbimizin en derininde biliyoruz ki evrende işler bu şekilde yürümüyor. | TED | و كلّنا يعلم في صميمه بأن الكون لا يسير على هذاا المنوال. |
| Üzgünüm bebeğim, ama bildiğin gibi bu işler böyle yürümüyor. | Open Subtitles | آسفه حبيبي أنت تعلم إن الأمر لا يسير على هذا النحو |
| Ayrıca, her gece yardım istemiyorlar. Böyle işlemiyor. | Open Subtitles | وأيضاً هم لا يطلبون المساعدة كل ليلة الأمر لا يسير هكذا |
| 19'unda olduğundaki gibi dünya böyle işlemiyor. | Open Subtitles | العالم لا يسير بالطريقة عندما تكونين في سن 19. |
| öyle olmuyor. Öngörü kendiliğinden geliyor. | Open Subtitles | الامر لا يسير هكذاـ الرؤى تاتي الي وحدها |
| Köle Körfezi'ni özgürlestirme harekatim pek planlandigi gibi gitmiyor. | Open Subtitles | يبدو أن تحريري لخليج العبيد لا يسير كما خططنا. |
| Evlilik işleri her zaman hayal ettiğin gibi gitmiyor, tamam mı? | Open Subtitles | حسنًا ، الزواج لا يسير دائمًا حسب المخطط ، إتفقنا؟ |
| Soruna gelince de, işler hiç iyi gitmiyor. | Open Subtitles | وللإجابة على سؤالك الأمر لا يسير جيدًا على الإطلاق |
| Hayır, bu kadar yaptığım şeye karşılık bana bir şey verecek sandım ama öyle gitmiyor işte. | Open Subtitles | لا ، هل تعتقد أن الرجل يحترمني كفاية ليُرقّيني ؟ لا يسير الأمر على هذا النحو - لما لا ؟ |
| Planın bu kısmı pek iyi gitmiyor. | Open Subtitles | هذا الجزء من الخطة لا يسير بشكل جيد |
| Tabi ki her şey istediğimiz ıekilde gitmiyor. | Open Subtitles | بالطبع ، هناك من لا يسير على نهجنا |
| İşler böyle yürümüyor, sana sebebini söyledim. | Open Subtitles | الأمر لا يسير بهذه الطريقة و أخبرتكَ السبب |
| İşler öyle yürümüyor. Bunu yapamazsın. | Open Subtitles | .. الأمر لا يسير هكذا . لا يمكنك إنقاذهم |
| Seni dışarı çıkarıp seni soyarım ya da ben soyunurum ama ikimiz de aynı anda soyunmayız, çünkü işler böyle yürümüyor. | Open Subtitles | إلتقيت بكِ لأجل ،أن تتعرّض انت لهجوم، أو أتعرّض أنا لهجوم ،ولكن لا نتعرّض كلانا لخجوم لأنها الأمر لا يسير بتلك الطريقة |
| Hayır. Bu şekilde işlemiyor. | Open Subtitles | لا، الأمر لا يسير هكذا |
| Prosedür o şekilde işlemiyor. | Open Subtitles | النهج لا يسير بهذه الطريقه |
| Bu tür şeyler öyle işlemiyor, Mike! | Open Subtitles | لا يسير الآمر بتلك الطريقة يا "مايك" |
| - Ben yardım edebilirim. - öyle olmuyor işte baba. | Open Subtitles | وسوف أقوم بمساعدتك لا يسير الأمر هكذا ياابى |
| - Ben yardım edebilirim. - öyle olmuyor işte baba. | Open Subtitles | وسوف أقوم بمساعدتك لا يسير الأمر هكذا ياابى |